Page 80 - Halil Edhem
P. 80

150  KAYSERø ùEHRø   65                 KAYSERø ùEHRø                        73  151  66

 224
 kömür deposu olarak  kullanÕlmakta olup, aralarÕnda bir de kapÕ açÕlmÕútÕ .   sâyesinde, Selçuklu Devleti’nin parçalanmasÕndan sonra bile ta Eratna  ve
 Medresenin yapÕsÕ Selçuklular zamanÕnda  geçerli olan gelene÷e göre  dikdörtgen   Karamano÷ullarÕ zamanÕna kadar devam edebilmiútir.
 úeklinde olup, ortadaki avlunun iki yanÕnda odalar  bulunur. Camii ise, direkler   Bu kurumlarÕn kurucusu olan Tuslu Ali o÷lu Ebu’l-KâsÕm  tarihçe bilinen bir
                                                                  226
 üzerine oturtulmuú düz dam ile örtülüdür. Bunun yapÕlÕúÕna ait kitabeler, her iki
 bölümün kapÕlarÕnÕn yukarÕsÕnda celî yazÕsÕyla levhalara yazÕlmÕútÕr.   kiúidir.  øbn  Bîbî, bunu Necmeddin Ebu’l-KasÕm Tusî adÕyla defalarca anÕp,
               «Melikü’z-züamâ» timar sahiplerinin meliki) oldu÷unu açÕklÕyor. I.  Alâeddin
 HacÕ KÕlÕç Camii kitabesinin Türkçesi  úöyledir: «Bu mubârek mescidin   Keykubâd’Õn hemen tahta çÕkÕúÕndan sonra, önemli iúlerde görevlendirilmiútir. Ölüm
 yapÕlmasÕnÕ  Keyhüsrev o÷lu, yüce sultan,  din  ve dünyanÕn  úerefi, fetihler sâhibi,   tarihi, bizce belli de÷ilse de, Keyhüsrev’in çocuklarÕnÕn ortak hükümeti sÕrasÕnda da
 Burhanu Emîri’l-Mü’minin (MüslümanlarÕn emîrinin delili), Keykâvus  Devri’nde   adÕ geçti÷inden 650(1252) yÕllarÕnda daha  hayatta oldu÷u anlaúÕlÕr. Tokat’ta daha
 647(1249) yÕlÕnda, zayÕf ve Allahu Teâla’nÕn rahmetine muhtaç kul, Tuslu Ali o÷lu   ölmeden yaptÕrmÕú oldu÷u, cephesi çinilerle süslenmiú ve 631(1234) tarihli türbesi
                                               227
 Ebu’l-KasÕm emretti». Metni aúa÷Õdaki gibidir:   Selçuklu eserlerinin en güzellerindendir .

 ϥΎϫήΑ   ϭήδΠϴϛ ϦΑ αϭΎϜϴϛ ΢ΘϔϟϮΑ΍ ϦϳΪϟ΍ϭ ΎϴϧΪϟ΍ΰ ϋ ϢψόϤϟ΍ ϥΎτϠγ ϡΎϳ΍ ϰϓ ϙέΎΒϤϟ΍ ΍άϫ ΓέΎϤόΑ ήϣ΍ (˺   HacÕ KÕlÕç binalarÕ, Sultan II.  øzzeddin Keykâvus’un devrinde ve 648(1250)
 ΆϤϟ΍ήϴϣ΍      yÕlÕnda yapÕlmÕútÕr. YukarÕda Huand Hatun imâreti dolayÕsÕyla görüldü÷ü gibi, II.
 ϦϴόΑέ΍ϭ   ΔόΒγ ΔϨγ ΦϳέΎΘϳ ϰγϮτϟ΍ ϰϠϋ ϦΑ ϢδϘϟ΍ ϰΑ΍ ϰϟΎόΗ ௌΔϤΣέ ϲϟ΍ ΝΎΘΨϤϟ΍ ϒϴόπϟ΍ ΪΒόϟ΍ ϦϴϨϣ (˻   GÕyâseddin Keyhüsrev, ülkeyi Mo÷ollara istilâ ettirdikten sonra 644(1246) tarihinde
 ΔϳΎϤΘγϭ       ölmüútür. GÕyâseddin’in üç o÷lu vardÕ; øzzeddin Keykâvus, Rükneddin KÕlÕçarslan
               ve Alâeddin Keykubâd. BunlarÕn en büyü÷ü øzzeddin ve en küçü÷ü Alâeddin idi.
 HacÕ KÕlÕç Medresesi kitabesinin Türkçesi ise  úöyledir:  «Bu mubarek   Her biri baúka baúka kadÕnlardan idiler. BabalarÕ Sultan GÕyâseddin, Gürcü Melikesi
               Rosudan’Õn kÕzÕndan do÷an en küçük  o÷lunu,  daha  hayatta iken, veliaht tâyin
 medresenin yapÕlmasÕnÕ Keyhüsrev o÷lu yüce sultan, din ve dünyanÕn úerefi, fetihler   etmiúti. Hâlbuki, ölümünden sonra, Celâleddin Karatay gibi büyük emîrler, büyük
 sahibi, Keykâvus Devri’nde 647(1249) yÕlÕnda zayÕf kul Tuslu Ali o÷lu Ebu’l-KasÕm   o÷lu øzzeddin Keykâvus’u uygun görerek, tahta çÕkardÕlar. øúte bu andan itibaren üç
 eliyle emretti.» Metni aúa÷Õdaki gibidir:   kardeú arasÕnda, sonunda saltanat davasÕna varan úiddetli bir uyuúmazlÕk do÷du .
                                                                                 228
               Tabiî, buna üç taraf emîrlerinin istekleri, de eklendi÷inden Mühezzibeddin’in
 ΎϴϧΪϟ΍ΰϋ ϢψόϤϟ΍ ϥΎτϠγ ϡΎϳ΍ ϰϓ ΔϛέΎΒϤϟ΍   ΍άϫ ΓέΎϤόΑ ήϣ΍ (˺
 ΔόΒγ   ΔϨγ ΦϳέΎΗ ϰγϮτϟ΍ ϰϠϋ ϦΑ ϢδϘϟ΍ ϰΑ΍ ϒϴόπϟ΍ΪΒόϟ΍ΪϴΑ ϭήδΨϴϛ ϦΑ αϭΎϜϴϛ   ΢Θϔϟ΍ϮΑ΍ ϦϳΪϟ΍ϭ (˻   Mo÷ollarla yaptÕ÷Õ barÕútan sonra, do÷an sessizlik ve ülkenin gelece÷i için beslenen
 ΔϳΎϤΘγ ϭ ϦϴόΑέ΍ϭ   ümitler boúa çÕktÕ. Bu  durumu gören Mo÷ollar, yine  Selçuklu topraklarÕna el
               uzattÕlar. Devletin ileri gelenlerinden  birço÷unu elde  ederek, onlar kanalÕyla
               istedikleri gibi, dalavereler çevirmeye baúladÕlar. Bereket versin ki, emirler arasÕnda
 HacÕ KÕlÕç binalarÕnÕn bu iki kitabesi de,  metinleri itibariyle hemen hemen   Celâleddin  Karatay gibi daha birkaç de÷erli ve namuslu kiúiler vardÕ. Bunlar,
 birbirinin ayni gibidir. Câmiin kitabesine Sultan øzzeddin’in unvanlarÕna ek olarak   mümkün oldu÷u kadar ülkeyi koruyorlardÕ. Bununla beraber bunlarÕn çalÕúmalarÕ da
 bir de, «Burhanu Emîri’l-Mü’minin» terkibi ilâve edilmiútir. Bilindi÷i gibi, ayni   durumu geçiútirmekten ibâret kalmÕútÕ.
 unvana benzeyen «NâsÕrÕ Emîri’l-Mü’minin», «Nasîri Emîri’l-Mü’minin» ve
 «Kasîmi Emîri’l-Mü’minin» terkipleri,  önceleri Selçuklu sultanlarÕna Abbasi   Bazen  tek baúÕna, bazen  ortaklaúa hükümet etmek üzere 644(1246)’den
 225
 halifeleri tarafÕndan bazÕ nedenlerle verilirdi . SonralarÕ ise genelleútirilerek, küçük   663(1265) yÕlÕna kadar süren üç  kardeú devrinin  tarihi  daha bugün tamamÕyla
 hükümdarlar bile kendi kendilerine bunlarÕ vermiúlerdir.   aydÕnlanamamÕútÕr. Eski ve yeni tarihçilerin herbiri baúka türlü yazÕyorlar. Bu
               görüúleri birer birer inceleyip, tartÕúÕlmasÕ sahamÕz dÕúÕndadÕr.  Bunu ayrÕca bir
 Bu binanÕn her iki kitabesinde de metnin uslûbu çok sade ve her türlü tumturaklÕ   Selçuklu tarihi yazmak isteyenlere bÕrakÕr  ve eski belgelerin ortaya çÕkÕúÕnÕ
                      229
 sözlerden arÕnmÕútÕr. O yÕllarda Selçuklu Devleti’nin siyâsi durumunun nasÕl   bekleriz . Bu durumda  øbn Bîbî ile Aksarayî’nin Selçuknâmeleri, elde bulunan
 bozuldu÷u hatÕrlanacak olursa çok  ciddi  bir adam oldu÷u tarihçe bilinen Ebu’l   belgelerin en güvenilir olmasÕ gerekirken, bu tarihçiler de, tarafgirlikten kendilerini
 KâsÕm’Õn kaleme aldÕraca÷Õ kitabe baúka türlü olamazdÕ. ùaúacak bir yön varsa o da,   tamamÕyla ayÕramamÕúlardÕr. Devlet  adamlarÕ arasÕnda çÕkarÕlmakta olan
 böyle bir  çöküú anÕnda bu gibi büyük  ve  güzel binalarÕn yapÕlmÕú olmasÕdÕr.
 Gerçekten Selçuklularda güzel sanatlar memleketin çöküntü devrine girmesiyle pek   226  «KâsÕm» adÕ çok defa elifsiz olarak, «kasÕm» úeklinde de yazÕlÕdÕr.
 etkilenmemiútir. Hatta, yapÕlarda gördü÷ümüz sa÷lamlÕk ve incelik; an’ane   227  Bu türbe ile Melikü’z Züama» sözü için TOEM’da (yÕl 1331, s. 589-591) yayÕnladÕ÷ÕmÕz «Tokat
                                                              Kitabeleri  »ne bakÕnÕz. AdÕ geçen  türbenin kitabesinde bulunan «Rahmetine  muhtaç günahkâr kul»
 224 Halil Edhem’in sözünü etti÷i güherçile fabrikasÕ, yÕkÕlmÕú, yerine park yapÕlmÕútÕr. FabrikanÕn   cümlesi, türbe sahibinin öldü÷ünü göstermez. AynÕ cümle HacÕ KÕlÕç Câmii kitabesinde vardÕr ki, bunu da
 odun kömür deposu olarak kullanÕldÕ÷Õ ifade edilen medrese de, bugün  «Diyânet  øúleri BaúkanlÕ÷Õ -  Ebu’l-KasÕm hayatta iken yaptÕrmÕútÕr.
 Kayseri Müftülü÷ü- HacÕ KÕlÕç KÕz ve Erkek Kur’an Kursu» binasÕ olarak kullanÕlmaktadÕr. HacÕ KÕlÕç   228  II.  øzzeddin Keykâvus’un tahta çÕkmasÕyla, bundan sonra gerek kendisinin ve  gerekse
 Cârnii ve Medresesi hakkÕnda Gönül Öney’in “Kayseri HacÕ KÕlÕç Câmii ve Medresesi” adlÕ araútÕrmasÕ,   kardeúlerinin, kendi baúlarÕna ve ortaklaúa idarelerine ait  øbn Bîbî, ve Aksarâyî tarihlerinde baúka,
 Belleten, XXX/1-19, s. 377-391’de yayÕnlanmÕútÕr (K.G,).    MüneccimbaúÕ, Câmiü’d-düvel’de  ve Sahâyifü’l Ahbar’da, Cenâbî  Tarihi’nde,  Hayrullah Efendi
 225  «Kâsimi  Emîri’l  Müminin» unvanÕ hakkÕnda Aksarâyî, Selçuknâme’sinde (Yeni Câmii  Ktp.de   Tarihi’nde epeyi bilgiler bulundu÷u gibi, TOE’nin yayÕnladÕ÷Õ OsmanlÕ Tarihi Müellifleri de (c. I, s. 446-
 yazma, nu: 828, s. 63),  úu bilgileri buluruz: Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah  zamanÕnda, Ba÷dad   560), bu devrenin olaylarÕnÕ geniú bir úekilde derleyip toplamÕúlardÕr.
 ùehri’ni MÕsÕrlÕ El-Besâsirî alarak halifeyi yakalayÕp, hapis etti÷inde, Horasan (Büyük) SelçuklularÕndan   229  Selçuklu Devleti’ndeki bu üç kardeú saltanatÕ hakkÕnda geniú bilgi için,  Osman  Turan’Õn
 Mîkâil o÷lu Rükneddin Tu÷rul Bey, imdadÕna yetiúerek, Ba÷dad’Õn geri alÕnÕúÕnÕ ve halifenin tekrar   Selçuklular ZamanÕnda Türkiye adlÕ eserinin, s, 466 vd.  ve danÕúmanlÕ÷Õmda Süleyman Demirel
 Ba÷dad’a giriúini sa÷lamÕútÕ. Bu sebeple Tu÷rul Bey, Ba÷dad hazinesi malÕnÕn üçte birini almÕútÕr. Bu   Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Arú. Gör. Kansu Ekici tarafÕndan hazÕrlanan basÕlmamÕú yüksek
 mala ortak olmasÕndan dolayÕ, Selçuklular «Kâsîmi Emîri’l-Mü’minin» unvanÕnÕ almÕúlardÕr.    lisans tezi Anadolu Selçuklu Devletinde Üç Kardeú Yönetimi (1246-1266), Isparta 2005, s. 3-74.” (K.G.).
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85