Page 75 - Halil Edhem
P. 75

68  146                      KAYSERø ùEHRø                             61


               alÕnan ganimetlerin çoklu÷undan dolayÕ, geri  dönmek  arzusunda olduklarÕ için,
                                                                            211
               kalenin alÕnmasÕnÕ gelecek yÕla bÕraktÕrmak istiyorlardÕ.  ø÷diúbaúÕ  olan
                        212
               Hajuko÷lu , gece Baycu’nun yanÕna bir haberci yollayÕp, ba÷ÕúlanmasÕnÕ istedi.
               øste÷i iyi karúÕlanÕnca, la÷Õm yolundan dÕúarÕya çÕktÕ ve Mo÷ol ordugâhÕna gitti.
                                                                                 213
               Gerek úehrin ve gerekse askerin durumlarÕnÕn zayÕf oldu÷unu, derinli÷ine anlattÕ .
               Mo÷ol emîrleri bu durumu ö÷renince, Baycu’nun yüksek rütbeli  memurlardan bir
               adama güvendi÷ini anladÕlar.  ùehir sübaúÕsÕ olan  Topal  Ayaz da Hajuko÷lu’na
               katÕldÕ.  ùehir içinde  Samsameddin’den baúka kimse  kalmamÕútÕ.  Baycu kuúatmayÕ
               kaldÕrmak fikrinden cayarak, bütün  ordunun silahlanmasÕnÕ emretti. Gedik açÕlan
               burca  merdivenler koyup, üzerine  çÕktÕlar. Her kimi gördülerse,  kÕlÕçla  úehitlik
               úerbetini tattÕrdÕlar. Aúa÷Õ  inip, kapÕnÕn kilidini  kÕrdÕlar. Bütün  asker  úehire girdi.
               ùehirde bulduklarÕ askerlerini ba÷layÕp, hepsini Meúhed OvasÕ’na götürdüler. Evleri
               ya÷ma ve içindeki adamlarÕ öldürdükten sonra  úehri ateúlediler.  ùehirden ve
               úehirlilerden el çektikten sonra, dÕúarÕ çÕktÕlar. Önceden tutup, ba÷ladÕklarÕ köleleri
               Meúhed OvasÕ’nda öldürdüler.  Çocuk ve kadÕnlarÕ da  aralarÕnda üleútikten sonra,
               çÕkÕp gittiler. Yolda hastalanan veya yaya yürüyemeyen köleleri öldürdüler.»
                  øúte, Kayseri tarihi için çok önemli olan bu acÕklÕ olayÕ, øbn Bîbî bize bu yolda
               anlatmÕútÕr. Kayseri gibi güzel bir belde, bu yÕkÕmdan sonra kendini çok zor
               toplayabilmiútir. Fakat yalnÕz burasÕ de÷il, baúka birçok güzel beldeler, hatta
               Mo÷ollarÕn geçmedikleri yerler de virânelik olmuútur. Ortada düzeni kuracak ne
               hükümet, ne de hükümdar vardÕ. øç karÕúÕklÕk ve ya÷macÕlÕk ülkenin her yöresinde
               hüküm sürüyordu. Bundan dolayÕ, bu sÕkÕntÕlÕ duruma bir son vermek için, ilk önce
               her neye mal olursa olsun, Mo÷ollarla barÕú yaparak, bunlarÕ ülke dÕúÕna çÕkarmak
               gerekiyordu. øúte bunu iyi anlayan birkaç millî onur sahibi kiúilerin baúÕnda ülkenin
               en becerikli ve en sözü dinlenilen devlet adamlarÕndan Sahib Mühezzibeddin
                         214
               bulunuyordu . Bu adam  her  úeyi, hatta Mo÷ollardan gelebilecek so÷uk
               davranÕúlarÕ, yolculuk sÕkÕntÕlarÕnÕ göze alarak,  onlardan barÕú istemek üzere,
               beraberinde Amasya  KadÕsÕ Fahreddin de bulundu÷u halde, Erzurum sÕnÕrÕnda
               kurulmuú olan Mo÷ol ordugâhÕndan Baycu Noyan’Õn yanÕna ulaútÕ. Mo÷ollar Sahib
               Mühezzibeddin’i hatÕr sorup, gönül alarak kabul ettiler.  YanÕnda getirmiú oldu÷u
               hediyeleri sunmakla birlikte, görüúmelerde Mühezzibeddin, so÷ukkanlÕ ve
               uyanÕklÕkla konuúarak,  kendisini tam  izinli ve yetkili delege  gibi tanÕttÕ.
               Görüúmelerin sonunda, Selçuklu Devleti tarafÕndan her yÕl Mo÷ollara belirli
               miktarda altun, at, katÕr, kÕsrak,  öküz ve koyun verilmek  úartÕyla 642(1244) yÕlÕ
                                        215
               içinde barÕú antlaúmasÕ yapÕldÕ . Gerçi bu  andan itibâren baúlayarak, Selçuklular
               artÕk Mo÷ollara vergi vermeye baúlamÕúlardÕ. Fakat bu Mühezzibeddin’in

                  211   øhtimal ki, tevâúilerin amiri anlamÕnadÕr. [Selçuklular’da  úehirleri koruyan bir sÕnÕftÕr. Bkz. O.
               Turan a.g.e., s. 442, not, 94 b].
                  212  Belki, Hâçîko÷lu.
                  213  Görülüyor ki, Kayseri’nin ya÷malanmasÕ bir ihânetle olmuútur.
                  214  Sâhib Mühezzibeddin Aleddeylemî, sonra Selçuklu Devleti’nde çok büyük yer tutan ünlü Pervane
               Muineddin Süleyman’Õn babasÕdÕr. Ancak ileride görülece÷i gibi, Pervâne babasÕnÕn vatansevere yaraúÕr
               görev anlayÕúÕna uymayÕp, tam tersine Mo÷ollara baú e÷mek ve onlarÕn Selçuklu ülkelerindeki
               uygulamalarÕna âlet olmak gibi, yanlÕú bir siyâset gütmüútür. Bkz. TOEM’da yayÕnladÕ÷ÕmÕz
               “Merzifon’da Pervâne Muineddin Süleyman AdÕna Bir Kitabe” adlÕ rnakale, sene, 1333, s. 42. [Bkz. O.
               Turan, a.g.e., s. 438-450]
                  215  øbn Bîbî, yenilenen verginin miktarÕnÕ bildirmiyor. D’hosson, FransÕzca Mo÷ol Tarihi’nde (c. 3, s.
               83, not, 1) Misyoner Simon’un anlatÕúÕna dayanarak, bu barÕú antlaúmasÕ gere÷ince Selçuklu sultanÕnÕn
               her yÕl masrafsÕz Büyük ølhan’Õn baúkentine 1. 200. 000 altÕn, 500 top ipekli kumaú, 500 deve, 500 koyun
               göndermeyi ve bundan baúka sunaca÷Õ hediyelerin de adÕ geçen vergi de÷erine eúit bulunmasÕnÕ kabul
               etti÷ini yazÕyor.
   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80