Page 73 - Halil Edhem
P. 73
66 144 KAYSERø ùEHRø 59
Muhamrned’in daha henüz çok küçük olan kÕzÕ Gâziye Hatun’u da aldÕ÷ÕnÕ ve kendi
kÕz kardeúi Melike Hatun’u da Melikü’l-Aziz’in o÷lu ve halefi olan Melikü’n-NâsÕr
Yusuf’a verdi÷ini, bu akrabalÕk ba÷Õndan dolayÕ Halep’te GÕyâseddin Keyhüsrev
198
adÕna hutbe okundu÷unu yazÕyor .
øúte, bu evlenme meselesi de, Keyhüsrev’in iste÷i üzere sonuçlandÕktan sonra,
Selçuklu ülkelerini bÕrakmÕú olan Harezmlileri yeniden geri döndürülmeye
giriúildiyse de baúarÕlamadÕ. Bu meseleden dolayÕ Eyyûbîler ortaya çÕkan bir
anlaúmazlÕk sonucunda açÕlan savaúta HÕsn Keyfâ Eyyûbîleri’nin elinde bulunan
DiyarbakÕr alÕndÕ. Ve bu ülkelerde egemen olan hükümdarlarÕn bazÕlarÕ II.
199
Keyhüsrev’in himayesini kabul ederek, adÕna para bastÕrdÕlar . Ancak bu mutlu
günler çok sürmedi. Samsat yakÕnÕnda bulunan Kefersût adÕ verilen yerde
ayaklanarak, baúÕna birçok halk toplayan Baba øshak adÕnda bir yalancÕ peygamber
637(1240) yÕlÕnda SelçuklularÕ epeyi u÷raútÕrdÕ. Hatta, bu olay sonradan o kadar
önem kazandÕ ki, Keyhüsrev ilerisini düúünerek, Kubâdâbâd’a kapanmaya bile gerek
gördü. Hele güç durum ile ve HacÕ Arma÷anúah adÕnda bir emîrin çalÕúmasÕyla,
Baba øshak ve yardÕmcÕlarÕ Amasya tarafÕnda tutularak, asmak suretiyle
200
öldürüldüler. Ülke bu dertten de kurtuldu 639(1241) yÕlÕnda yine Eyyûbîlere karúÕ
bir sefer daha yapÕlÕp, Silvan (Meyyâfarikin) Eyyûbîleri’nden Melikü’l Muzaffer
ùahabeddin Gâzi’nin yönetimi altÕnda olan Silvan alÕndÕ. Bu olay Selçuklu Devleti
için son bir úeref olarak sayÕlÕr. Çünkü bundan sonra, artÕk Anadolu Selçuklu Devleti
istiklâlini yitirerek, Mo÷ollara haraç vermek zorunda kalÕyor ve süratle yok olmaya
201
do÷ru gidiyordu .
Bilindi÷i gibi daha Cormagun Noyan sa÷ iken, kaan tarafÕndan Baycu adÕnda
baúka bir noyan onun yerine getirilip, Anadolu’nun alÕnmasÕ iste÷iyle o tarafa
yollanmÕútÕ. Baycu’nun Anadolu’ya geliúi 640(1242) tarihine denk gelip,
198 Ebu’1-Fida, c. 3, s. 170. Deguines, c. 2, Konya SelçuklularÕna âit bölümde, s. 64. Brosset, kÕsÕm 1,
s. 432. Melikü’n-NâsÕr Yusuf Selâhaddin’in, II. G. Keyhüsrev’in adÕ da birlikte bulundu÷u halde,
Halep’te basÕlmÕú paralarÕ vardÕr. Bundan dolayÕ, meskûkât (paralar ilmi) için Ebu’l-Fida’nÕn açÕklamasÕ
çok önemlidir. Bkz. Tevhîd, Katalog, s. 230. Bu paradan sözeden Zambaur, Contributions, kÕsÕm 3, s.
180’de Selçuklular ile Eyyûbîler arasÕndaki akrabalÕk iliúkilerini bîr úema ile açÕk bir úekilde göstermiútir
ki, biz Keykubâd’Õn eúleri Mâhperi Hatun ile Melike Adile’nin ve çocuklarÕ olan KÕlÕçarslan, Süleyman
ve Melike Hatun’un adlarÕnÕ da eklemek gibi bazÕ küçük de÷iúiklikle aúa÷Õdaki gibi yazÕyoruz:
199 MüneccimbaúÕ, Câmiü’d-düvel; Galib, Meskûkât-t Türkmâniye Katalo÷u, s. 68, 103 ve 134.
Tevhîd, Katalog, s. 230.
200 øbni Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 277. Hüseyin Hüsâmeddin, Amasya Tarihî, c. 2, s. 362-380.
201 Eski tarihçilerden øbn Bîbî, Ebu’l-Ferec ve MüneccimbaúÕ ve yenilerden Hayrullah Efendi, Necim
AsÕm’Õn Türk Tarihi ve Encümen’in yayÕnladÕ÷Õ OsmanlÕ Tarihi bu olaylar hakkÕnda çok bilgileri içine
almaktadÕrlar.