Page 76 - Halil Edhem
P. 76

146  KAYSERø ùEHRø   61                 KAYSERø ùEHRø                        69  147  62


 alÕnan ganimetlerin çoklu÷undan dolayÕ, geri  dönmek  arzusunda olduklarÕ için,   vatansevercesine çabasÕ sayesinde  bir süre için  daha topluca yok olmaktan
 211
 kalenin alÕnmasÕnÕ gelecek yÕla bÕraktÕrmak istiyorlardÕ.  ø÷diúbaúÕ  olan   kurtulmuú oldular. GÕyâseddin Keyhüsrev, barÕú  haberini tam sevinçle karúÕladÕ.
 212
 Hajuko÷lu , gece Baycu’nun yanÕna bir haberci yollayÕp, ba÷ÕúlanmasÕnÕ istedi.   Halk da biraz nefes aldÕ. Bir köúeye çekilip, hiçbir iúe karÕúmayan devlet adamlarÕ
 øste÷i iyi karúÕlanÕnca, la÷Õm yolundan dÕúarÕya çÕktÕ ve Mo÷ol ordugâhÕna gitti.   yine ortaya çÕktÕlar ve devlet iúlerini ele alarak, ülke içinde dirlik ve düzeni kurmaya
 213
 Gerek úehrin ve gerekse askerin durumlarÕnÕn zayÕf oldu÷unu, derinli÷ine anlattÕ .   çalÕútÕlar. Bu devirden sonra Selçuklu Türklerinin yaptÕklarÕ  güzel eserlerden,
 Mo÷ol emîrleri bu durumu ö÷renince, Baycu’nun yüksek rütbeli  memurlardan bir   Anadolu’da bugün pek çok bulunur.
 adama güvendi÷ini anladÕlar.  ùehir sübaúÕsÕ olan  Topal  Ayaz da Hajuko÷lu’na   Sultan GÕyâseddin Keyhüsrev, son zamanlarda ortaya çÕkan acÕklÕ olaylarÕn
 katÕldÕ.  ùehir içinde  Samsameddin’den baúka kimse  kalmamÕútÕ.  Baycu kuúatmayÕ
 kaldÕrmak fikrinden cayarak, bütün  ordunun silahlanmasÕnÕ emretti. Gedik açÕlan   etkisinden kurtulamamÕú oldu÷undan, hükümet iúleriyle iyi u÷raúamÕyordu. Özellikle
               Sis’e sÕ÷Õnan  ailesinin Ermeni kralÕ tarafÕndan Mo÷ollara verilmesinden dolayÕ, o
 burca  merdivenler koyup, üzerine  çÕktÕlar. Her kimi gördülerse,  kÕlÕçla  úehitlik
 úerbetini tattÕrdÕlar. Aúa÷Õ  inip, kapÕnÕn kilidini  kÕrdÕlar. Bütün  asker  úehire girdi.   derece üzülmüútür  ki, öç almaktan baúka bir  úey düúünmüyordu.  Bundan dolayÕ,
               Küçük Ermenistan Devleti’ne karúÕ bir savaú açmayÕ tasarlayarak, vezirlerinden
 ùehirde bulduklarÕ askerlerini ba÷layÕp, hepsini Meúhed OvasÕ’na götürdüler. Evleri
 ya÷ma ve içindeki adamlarÕ öldürdükten sonra  úehri ateúlediler.  ùehirden ve   Sâhib  ùemseddin  øsfahânî’yi bir ordu ile o tarafa gönderdi. Bunlar, Tarsus
               Da÷larÕ’ndan  ovaya inerek, Tarsus’u kuúattÕlar. Fakat ortaya çÕkan birçok
 úehirlilerden el çektikten sonra, dÕúarÕ çÕktÕlar. Önceden tutup, ba÷ladÕklarÕ köleleri
 Meúhed OvasÕ’nda öldürdüler.  Çocuk ve kadÕnlarÕ da  aralarÕnda üleútikten sonra,   zorluklardan ve hele havanÕn bozuk oluúundan dolayÕ kuúatma sürdürülemedi÷inden
               ve Ermeniler de, bazÕ kaleleri vermeyi kabul ettiklerinden barÕú yapÕlarak, orduyu
 çÕkÕp gittiler. Yolda hastalanan veya yaya yürüyemeyen köleleri öldürdüler.»
               Tarsus’dan çektiler. BunlarÕ anlatan øbn Bîbî, uzun uzadÕya bilgi vermeyerek, hatta
 øúte, Kayseri tarihi için çok önemli olan bu acÕklÕ olayÕ, øbn Bîbî bize bu yolda   tarih  ve  ölüm  yerini söylemeksizin Sultan Keyhüsrev’in  bu sÕrada öldü÷ünü
                      216
 anlatmÕútÕr. Kayseri gibi güzel bir belde, bu yÕkÕmdan sonra kendini çok zor   açÕklÕyor . YalnÕz Ermeni tarihçesi Sempad, GÕyâseddin’in Kalonoros’da
                                                                    217
 toplayabilmiútir. Fakat yalnÕz burasÕ de÷il, baúka birçok güzel beldeler, hatta   birdenbire öldü÷ünü yazÕyor ki, bu Alâiye/Alanya’nÕn eski adÕdÕr . Di÷er tarihçiler
 Mo÷ollarÕn geçmedikleri yerler de virânelik olmuútur. Ortada düzeni kuracak ne   Sultan GÕyâseddin’in  ölüm tarihini çeúitli  úekilde yazÕyorlarsa da,  elde bulunan
                                                  218
 hükümet, ne de hükümdar vardÕ. øç karÕúÕklÕk ve ya÷macÕlÕk ülkenin her yöresinde   paralara göre 644 (1246) yÕlÕ olmasÕ gerekir  Fakat tarihçilerin, hele bu yöne daima
 hüküm sürüyordu. Bundan dolayÕ, bu sÕkÕntÕlÕ duruma bir son vermek için, ilk önce   dikkat eden øbn Bibi’nin Sultan GÕyâseddin’nin ölüúünü ve hatta mezarÕnÕ da, böyle
                                                   219
 her neye mal olursa olsun, Mo÷ollarla barÕú yaparak, bunlarÕ ülke dÕúÕna çÕkarmak   susarak geçmesi ilgi çekicidir. YalnÕz Cenâbî , Mo÷ollar ile olan olaylarÕ yazdÕktan
 gerekiyordu. øúte bunu iyi anlayan birkaç millî onur sahibi kiúilerin baúÕnda ülkenin   sonra, «o zamandan sonra Selçuk o÷ullarÕ devletinin temeli zayÕflayarak çöktü ve
 en becerikli ve en sözü dinlenilen devlet adamlarÕndan Sahib Mühezzibeddin   654(1256)’de devletin ileri gelenleri birleúip, Sultan GÕyâseddin’i bo÷dular», diyor
 214
 bulunuyordu . Bu adam  her  úeyi, hatta Mo÷ollardan gelebilecek so÷uk   ki, bunu baúka hiçbir yerde göremedik. Herhalde adÕ geçen sultanÕn ölüm durumu
 davranÕúlarÕ, yolculuk sÕkÕntÕlarÕnÕ göze alarak,  onlardan barÕú istemek üzere,   gizli birtakÕm olaylarla karÕúÕk olmasÕ gerekir. Yoksa tarihçiler, bu konuda elbet bir
 beraberinde Amasya  KadÕsÕ Fahreddin de bulundu÷u halde, Erzurum sÕnÕrÕnda   úey söylerlerdi.
 kurulmuú olan Mo÷ol ordugâhÕndan Baycu Noyan’Õn yanÕna ulaútÕ. Mo÷ollar Sahib
 Mühezzibeddin’i hatÕr sorup, gönül alarak kabul ettiler.  YanÕnda getirmiú oldu÷u   XIII
 hediyeleri sunmakla birlikte, görüúmelerde Mühezzibeddin, so÷ukkanlÕ ve
 uyanÕklÕkla konuúarak,  kendisini tam  izinli ve yetkili delege  gibi tanÕttÕ.   Eyyûb o÷lu Melik Adil  Ebû  Bekir’in KÕzÕnÕn Türbesi:  Çifte Kümbedler,
 Görüúmelerin sonunda, Selçuklu Devleti tarafÕndan her yÕl Mo÷ollara belirli   645(1247):  Kayseri’nin dÕúÕnda ve Sivas  Cad.  üzerinde bulunan  bu türbe, kare
 miktarda altun, at, katÕr, kÕsrak,  öküz ve koyun verilmek  úartÕyla 642(1244) yÕlÕ
 215
 içinde barÕú antlaúmasÕ yapÕldÕ . Gerçi bu  andan itibâren baúlayarak, Selçuklular   216  øbn Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 249-250.
 artÕk Mo÷ollara vergi vermeye baúlamÕúlardÕ. Fakat bu Mühezzibeddin’in   217  Kalonoros, Kâlonoros ve Galonoros ve daha önceleri  «Keraziyum» adÕ verilen yöre,  Sultan I.
                                                              Alâeddin Keykubâd, Alâiye ùehri’ni kurdurmuútu. YukarÕdaki açÕklamalara bakÕnÕz. Huart, Epigraphie, s.
 211   øhtimal ki, tevâúilerin amiri anlamÕnadÕr. [Selçuklular’da  úehirleri koruyan bir sÕnÕftÕr. Bkz. O.   3’8, not, 2; Sempad, SelçuklularÕn 260. 000 kiúilik ordu ile Gülek  Bo÷azÕ yoluyla gelip, Tarsus’u
 Turan a.g.e., s. 442, not, 94 b].    kuúatarak, ellerine geçirdiklerini ve fakat bu sÕrada Galonoros Kalesi’nde bulunan  GÕyâseddin’in
 212  Belki, Hâçîko÷lu.    birdenbire öldü÷ünün duyulmasÕ üzerine, emîrleri bazÕ kalelerin verilmesine karúÕlÕk, Tarsus’u bÕrakÕp
               gittiklerini 643(1245), 644(1246) olaylarÕ arasÕnda anÕyor. Bkz. Muharebat-Õ Sâlîbiyye  Müverrihleri
 213  Görülüyor ki, Kayseri’nin ya÷malanmasÕ bir ihânetle olmuútur.    MecmuasÕ (HaçlÕ  Seferleri Tarihçileri MecmuasÕ, diye söylenebilir) ndan Ermeni Tarihçileri, s. 650;
 214  Sâhib Mühezzibeddin Aleddeylemî, sonra Selçuklu Devleti’nde çok büyük yer tutan ünlü Pervane   Avrupa tarihçilerinden Le Beau, Tarsus önünde ölmüútür diyor, c. 17, s. 457.
 Muineddin Süleyman’Õn babasÕdÕr. Ancak ileride görülece÷i gibi, Pervâne babasÕnÕn vatansevere yaraúÕr   218  Ebu’l-Fida Cenâbî ve bunlardan aktaranlar 654 (1256) yÕlÕnÕ gösteriyorlar ki, bu bir yanlÕúlÕktan
 görev anlayÕúÕna uymayÕp, tam tersine Mo÷ollara baú e÷mek ve onlarÕn Selçuklu ülkelerindeki   ibârettir Ebu’l-Ferecü’l-øberi,  Süryanice Tarihi’nde 1245 yÕlÕnÕn ekim  ayÕnÕ yazmÕútÕr ki, 643 yÕlÕnÕn
 uygulamalarÕna âlet olmak gibi, yanlÕú bir siyâset gütmüútür. Bkz. TOEM’da yayÕnladÕ÷ÕmÕz   cemâziyelâhirine denktir. Hayrullah Efendi, c. 1, s. 33’de, üç yÕl kadar kâh Antalya, kâh Alâiye yöresinde
 “Merzifon’da Pervâne Muineddin Süleyman AdÕna Bir Kitabe” adlÕ rnakale, sene, 1333, s. 42. [Bkz. O.   dolaúÕp, Küçük Ermenistan’da Rapinyon ailesinden olan Ermeni Prensleri ile dostluk kurarak, vakit
 Turan, a.g.e., s. 438-450]   geçirmekte iken 644(1246) savaúÕnÕn yirmi üçüncü günü, yürek oynamasÕndan öldü÷ünü yazÕyor. Necib
 215  øbn Bîbî, yenilenen verginin miktarÕnÕ bildirmiyor. D’hosson, FransÕzca Mo÷ol Tarihi’nde (c. 3, s.   AsÕm, Türk Tarihi’nde ve Tarih Encümeni’nin yayÕnladÕ÷Õ OsmanlÕ Tarihi’nin yazarlarÕ Hayrullah
 83, not, 1) Misyoner Simon’un anlatÕúÕna dayanarak, bu barÕú antlaúmasÕ gere÷ince Selçuklu sultanÕnÕn   Efendi’den aktarmÕúlardÕr.
 her yÕl masrafsÕz Büyük ølhan’Õn baúkentine 1. 200. 000 altÕn, 500 top ipekli kumaú, 500 deve, 500 koyun   219   Muhtasar Cenâbî Tarihi tercümesi, Nuruosmaniyye  Ktp. de 3097 nolu yazma nüsha.  Fakat,
 göndermeyi ve bundan baúka sunaca÷Õ hediyelerin de adÕ geçen vergi de÷erine eúit bulunmasÕnÕ kabul   Cenâbî’nin Arapça olarak yazÕlÕ olan ne muhtasarÕnda, ne de iki cilt üzerine düzenlenen mufassalÕnda bu
 etti÷ini yazÕyor.    fÕkra yoktur.
   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81