Page 81 - Halil Edhem
P. 81

74  152                      KAYSERø ùEHRø                             67


               dalaverelere, gere÷inden çok önem verdiklerinden, birçok önemli olaylar, bunlarÕn
               arasÕnda bo÷ulmuú kalmÕútÕr. Bundan dolayÕ, bunlarÕn da sözlerini çok kere úüpheyle
               karúÕlamak gerekir.

                  KÕsacasÕ, paralar ile kitabelerin bize verdikleri bilgiler, tarihçilerin yazdÕklarÕyla,
               toparlanacak olursa, üç  kardeúin saltanatlarÕna ait  úu sonuç çÕkarÕlabilir: II.
               GÕyâseddin Keyhüsrev 644(1246)’de öldü÷ünde, büyük o÷lu II. øzzeddin Keykâvus,
                                                                                 230
               I. defa olarak tahta çÕkÕp, 647(1249) tarihine kadar kendi baúÕna hüküm sürüyor .
               Fakat 646(1248)’da kardeúi IV. Rükneddin  KÕlÕçarslan, Mo÷ollarÕn yardÕmÕyla
               Sivas’da sultanlÕ÷ÕnÕ ilân ederek, orada 647(1249) yÕlÕna kadar tek baúÕna kalÕyor.
               Bundan dolayÕ, iki kardeú arasÕnda çÕkan savaúta, iki ordu Aksaray yöresinde
               çarpÕútÕ÷Õndan KÕlÕçarslan yenilerek, kardeúinin eline esir düúüyor. Bununla beraber,
               Emîr Karatay’Õn gayret ve aracÕlÕ÷Õ ile aralarÕ bulunarak üçüncü kardeúleri Alâeddin
               Keykubâd da birlikte olmak üzere, üç kardeúin ortaklaúa saltanat sürmeleri
               kararlaútÕrÕlÕyor. Bu ortak saltanatÕn 647(1249) yÕlÕnda baúlayarak birkaç yÕl devam
                                                                  231
               etti÷i gerek ortak paralar ve gerekse kitabelerle do÷ru-lanmÕútÕr . Ancak bu sÕrada,
               Mo÷ollar tarafÕndan  gelen  bir emir üzerine Keykâvus, Ka÷an yanÕna gitmeye
               mecbur oldu÷undan, daha Sivas’a  varmadan  KÕlÕçarslan’Õn taraftarlarÕ saltanatÕ
               yalnÕz buna vermek fikrine  düútüklerinden, Keykâvus baúkente dönmekle küçük
               kardeúi II. Alâeddin Keykubâd’Õ vekili olarak Mo÷ollara gönderdiyse de, bu daha
               yolda iken öldü. Alâeddin’in ölüm tarihini tarihçiler bildirmiyorlar. Bununla
               beraber, her ne kadar 655(1257) yÕlÕna kadar basÕlan ortak paralarda, bunun da adÕ
               bulunuyorsa da, bundan önce ölmüú oldu÷u zannedilmektedir . Herhalde
                                                                        232
               Alâeddin’in ölümüyle Selçuklu Devleti’nde siyasî durum de÷iúiyor. Yeniden  çok
               tehlikeli ihtilâller oluyor  ve  bunun  sonucu olarak,  Keykâvus ile KÕlÕçarslan yine
               birbirleriyle mücadeleye baúlÕyorlar.
                  Di÷er yönden Mo÷ollarÕn iúe karÕúmalarÕ ve baskÕlarÕ da artÕyor. Emîr Karatay’Õn
               653(1255) yÕllarÕnda ölmüú olmasÕndan dolayÕ, bu durumun önünü alacak kimse
               bulunmuyor. Tersine Selçuklular  tarihinde çok u÷ursuz  bir ad bÕrakan,
               Mühezzibeddin Ali’nin o÷lu Pervâne Muineddin  Süleyman, böyle  bir zamanda
               devlet iúlerini eline almayÕ baúarÕyor. Hem Mo÷ollara, ba÷lÕlÕ÷ÕnÕ kabul ve hem de
               Selçuklu Devleti’nde Pervânecilik gibi en büyük bir memuriyeti elde ederek, her iki
                                      233
               tarafa da sözünü geçiriyordu .
                  øúte bu durum içinde Keykâvus ile KÕlÕçarslan yeniden úiddetli bir mücadeleye
               giriútiler. KÕlÕçarslan, adamlarÕyla Kayseri’ye çekilip, orada sultanlÕ÷ÕnÕ yeniden ilân
               etti ve burada topladÕ÷Õ askeriyle kardeúine karúÕ yürüdü. Fakat yenilerek,
               Keykâvus’un  eline esir düútü ve Burgulu (Uluborlu) Kalesine kapatÕldÕ. Bundan


                  230   ùaúÕlacak  úey olarak II.  Keykâvus’un 642(1244) ve 646 (1248)  tarihli ve Konya’da basÕlmÕú
               paralan vardÕr (Tevhîd, Katalog, s. 241-242). Buna iki úekilde anlam verilebilir; ya babasÕ Keyhüsrev’in
               para kalÕplarÕnÕn yüzü  önceki durumda  bÕrakÕlarak, yalnÕz ad tarafÕ de÷iútirilmiútir  yahut  da babasÕ
               Alanya’da köúesine çekildikten sonra, devlet iúleri ile hiç u÷raúmadÕ÷Õndan belki, o yÕllar ile Keyhüsrev,
               do÷rudan do÷ruya Konya’da para bastÕrmÕútÕr.
                  231  Sivas, Konya, Kayseri, Lülüve (UlukÕúla) ve Malatya’da basÕlmÕú ortak paralar vardÕr. Bkz. Galib,
               Takvim, s. 65. Tevhîd, Katalog s, 249-269. Tokat’ta üç kardeú adÕna iki kitabe görülüyor. Bkz. TOEM’da.
               yayÕnladÕ÷ÕmÕz “Tokat Kitabeleri” makalesinde, yÕl 1331, s. 641-645.
                  232  Galib, Takvim’de (s. 78), II. Keykubâd’Õn 663 (1265) tarihli bir gümüú parasÕnÕ yayÕnlamÕútÕr ki,
               bundan baúka nüshasÕ bilinmiyor. Hâlbuki, adÕ geçen bu tarihten çok önce öldü÷ünden, bunun sonra bir
               zorba tarafÕndan bastÕrÕlmÕú olmasÕ akla gelir. Bkz. Huart, Epiraphie, s. 17. Tevhîd, Katalog, s. 297.
                  233  Muineddin Süleyman’Õn hayatÕna ait bilgi için Merzifon’da kendi adÕna olan bir kitabe dolayÕsÕyla
               TOEM’da yayÕnladÕ÷ÕmÕz makaleye bakÕlabilir (yÕl 1333, s. 42-52).
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86