Page 71 - Halil Edhem
P. 71

64  142                      KAYSERø ùEHRø                             57


               doluydu. Tahta çÕkar çÕkmaz, vezirli÷e getirdi÷i Emîr  Sadeddin Köpek’in etkisi
               altÕna girerek, bunun fikriyle babasÕnÕn zamanÕnda Selçuklulara sÕ÷Õnan ve sevgiyle
               karúÕlanan  Harezmlilerin ileri gelen ve emirlerinden  KÕr/KayÕr Han’Õ tutuklanarak
               ZamantÕ Kalesi’ne kapatmakla, burada ölmesine neden oldu÷undan Anadolu’da
               yerleúmiú Harezmliler, ülkeyi bÕrakÕp, gittiler. Bu durum onlarÕn da÷ÕlmalarÕna
               neden olduktan sonra, sanki bir eúkiya çetesi gibi, yok  oluncaya kadar Suriye’de
               dolaútÕlar. Bundan sonra Taceddin Pervâne, Hüsameddin KÕmerî  ve Kemaleddin
               Kamyar gibi Alâeddin zamanÕnda da  yararlÕklarÕ görülen Selçuklu devlet
               adamlarÕnÕn ileri gelenlerini birer nedenle öldürttü. Bu kadar zalimlik yetmemiú gibi,
               suçsuzlu÷u  bilinen üvey annesi Melike Âdile’yi önce Ankara Kalesi’ne kapatÕp,
               sonra idam ettirmiú, adÕ geçen melikeden  olan çocuk yaútaki kardeúleri  øzzeddin
               KÕlÕçarslan ile Rükneddin Süleyman’Õ hapis ve bir söylentiye göre öldürtmüútür.

                  øbn Bîbî ve ondan aktararak Selçuklu tarihini yazanlar, bu kadar cinayetleri hep
               Sadeddin Köpek’e yükletmektedirler. Fakat, acaba Sultan Keyhüsrev’e de, bundan
               hiçbir pay düúmez mi? BabayÕ, üvey anayÕ, kardeúleri ve tecrübeli devlet adamlarÕnÕ
               yok etmek gibi utanÕlacak durumlarÕn, sorumlulu÷undan Sultan Keyhüsrev, suçsuz
               çÕkarÕlabilir mi? Biz zannederiz ki, çÕkarÕlmaz. Çünkü, Sadeddin Köpek’in kuvvetli
               idâresine kapÕlmÕú oldu÷u kabul edilirse bile, bir sultanÕn hiç olmazsa bu gibi haksÕz
               davranÕúlarÕn giderilmesine çaba göstermesi gerekmez miydi? Bunlardan dolayÕ bize
               göre; Sadeddin Köpek, Keyhüsrev’in elinde bir alet idi ve bütün bu cinayetleri kendi
               iúine de uygun görmesiyle, efendisinin emrini uyguluyordu.
                  Bu acÕ  veren olaylarÕn hepsi 634(1237) yÕlÕ içinde veya 635(1237) baúlarÕnda
               olmuútur. Belki çok ümitsiz ve kederli olan ülke  halkÕnÕn gözlerini  baúka yöne
               çevirmek amacÕyla, bu son yÕl içinde Sadeddin Köpek idâresinde bir sefer açÕlarak
               633(1238) HaziranÕnda Samsat  alÕndÕ.  Bundan dolayÕ tabiî olarak Sadeddin’in
               gururu arttÕ. Bununla  birlikte, halk arasÕnda  Sadeddin’in hakkÕnda  dedikodular ve
               úikâyetler oluyordu. Di÷er yönden Sultan Keyhüsrev, yapÕlan haksÕzlÕklardan dolayÕ
                                                                                 194
               piúman olup, vicdan azabÕ duymuú olacak ki, Sadeddin Köpek’i asarak öldürttü .
               Bu suretle devlet ileri gelenlerinin gönlünü almak ve belki mal ve canlarÕnÕn artÕk
               korunmuú oldu÷unu göstermek istedi. Bütün ülke, öç aldÕktan sonra rahatladÕ.
                  Her nasÕlsa Köpek’in isteklerine yardÕm etmeyen, bununla birlikte gözden düúüp,
               iúlerinden olan  ünlü  emirlerden  Celâleddin  Karatay ve Mühezzibeddin Ali  úimdi
               yine büyük makamlara geldiler ve Selçuklu Devleti’nin içiúlerini bir dereceye kadar
               düzenledikten baúka, bazÕ önemli  úehirlerin alÕnÕúÕnÕ bile baúardÕlar. Bu geçici
               rahatlamadan yararlanan Sultan Keyhüsrev, yukarÕda açÕklandÕ÷Õ  gibi, babasÕnÕn
               sa÷lÕ÷Õnda 629(1232) yÕlÕnda kendisine niúanladÕ÷Õ Gürcü Melikesi Rosudan’Õn kÕzÕ
               ile evlenmesini ele alarak, Gürcü prensesini Kayseri’ye getirtip ve burada büyük bir
               gösteriú ile nikahÕ kÕydÕrdÕ. Yine yukarÕda, etraflÕca görüldü÷ü gibi, bu kÕzÕn babasÕ
               Melik Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn o÷lu Davud  olmasÕ  ihtimalinden dolayÕ Selçuklu
               ailesiyle zâten akrabalÕ÷Õ da vardÕ. Bu konuda Brosset, Gürcü tarihçilerine
                                            195
               dayanarak,  úu cümleleri yazÕyor .«Bu zamanlarda Melike Rosudan, Orthul

                  194   Aksaray yolu üzerinde ve Konya’ya dört saat uzaklÕkta bulunan  Zâr-Zâtin (Sadeddin’den
               gelmedir) HanÕ’nÕ [Osman Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, s. 413’de Halk dilinde... Zâzadin HanÕ
               denilmektedir, der], Sadeddin Köpek yaptÕrmÕú olup, iç kapÕsÕnda 633(1236) tarihli I. Alâeddin Keykubâd
               adÕna ve dÕú kapÕsÕnda da; II. Keyhüsrev adÕna iki kitabesi vardÕr. Hüseyin Hüsameddin, Amasya Tarihi,
               c. 2, s. 365, not 1’de Köprü KazasÕ köylerinden bugün Köpek Köyü adÕ verilen  yerde, Sadeddin’in
               soyundan olan «Köpeko÷ullarÕ» çiftli÷i bulundu÷unu ve Çelebi Sultan Mehmed Han Devri’nde Amasya
               olaylarÕ sÕrasÕnda adÕ geçen Köpeko÷lu’nun bunlardan oldu÷unu açÕklÕyor.
                  195  Gürcistan Tarihi, KÕsÕm, I, s. 501.
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76