Page 123 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 123

Özlem Turgut Şili | Gassal
                                              Gassal


                                       Ö zle m T ur gu t Ş ili







               Güneşin ilk ışıklarıyla etraf canlanmaya başladı. Evimizin önüne kurulan
            pazar yerinde herkes ekmeğinin derdindeydi. Köyden gelenlerin önünde eğreti
            bağlanmış birkaç bağ maydanoz, dereotu, roka ve ısırgan otu vardı. Manav
            tezgahlarında gıcır gıcır parlayan meyveler, sebzeler daha iştah açıcı görünü-
            yordu. İnsanlar yavaş yavaş evlerinden çıkıyor, pazar arabalarının sesi birbirine
            karışıyordu. Pazarcılar müşteri kapmak için adeta seslerini yarıştırıyordu. Karşı
            kaldırımda pijama, don, atlet, kadın çamaşırları satan adam tezgâhın gerisinde
            bir tabureye oturmuş, durumdan hoşnut olmadığı her halinden belli sutyen
            bedeni soran teyzenin yüzüne bakmadan konuşuyordu. Tezgahın kime ait
            olduğunu bulmak, elindeki donun lastiğini test ederken» Tezgahın sahibi yok
            mu?» sorusunu soran ablalara düşüyordu. O da -benim gibi- askerden gelip
            ne iş yapacağını bilemezken kendini doncu tezgahının başında bulanlardan mı
            acaba, diye aklımdan geçirirken iş konusunda içimin rahatladığını hissettim
            bir anda. Neyse ki benim iş başvurum kabul edilmişti. Hazırlanıp çıkarsam
            ancak yetişirdim iş görüşmesine. Balkondan içeri girip mutfağa geçtim. Kah-
            valtı hazırdı. Annem beni görünce ters ters bakıp söylenmeye başladı. Sana da
            günaydın anne, dedim. Cevap vermedi tabii. İş başvurumun kabul olması bir
            tek onu mutlu etmedi. Bir taraftan mutfak halısının üstüne düşen kırıntıları top-
            ladı, bir taraftan da söylendi durdu. «Baba mirası sanki sahip çıktığın. Başka iş
            yokmuş gibi, istemediğimi bilmezmiş gibi gittin, belediyeye başvurdun da kabul
            edildin öyle mi?” dedi. -Yahu anne, sanki iş vardı da ben mi çalışmadım? Ben
            başvurumu yaptım, onlar da, gel bi görüşelim, dediler. Beni dinlemiyormuş gibi
            oyalanarak tezgahın başına geçti. Domatesleri yıkadı. Soymaya çalıştığı doma-
            tesin suyu da çekirdekleri de sıçradı sağa sola. Annemle iş yüzünden yaptığımız
            ilk tartışma değildi bu. Konuşması uzadıkça neler olacağını, daha doğrusu neler
            duyacağımı bildiğimden usulca ayakkabılığa yöneldim. Tam kapıyı açmıştım
            ki mutfak kapısının önünde belirdi. Islak ellerini önlüğüne silerken: “O kapıyı
            çarpıp çıkarsan, döndüğünde gör bakalım beni bulabilecek misin evde?” dedi.



                                                                                    123
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128