Page 159 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 159
Ulaş Karakaya | Bitmeyen Yolculuk
Sıkıntılı durumlarda ilgisini başka bir yere yönelterek rahatlamaya çalışan
insanlar gibi yaptı. Pantolonun paçasına doğru eğildi. Onu biraz daha aşağıya
çekmek istedi. Tüm utançları birleşmişti sanki.
Pantolon paçası kara lastiğin, bir karış üzerinde kalan adam fakirdir. Has-
bal’ın pantolonu bir buçuk karış üzerindeydi. Hasbal bu sıkıntılı anın geçmesini
diliyordu.
Bu işi yapamayacaktı. Solmuş pancarları aceleyle şeleğine doldurdu.
Kapıyı Gülüzar gülümseyerek açtı. Hasbal’ın yüzünden mutsuzluk akıyordu.
Elindeki kese kağıdını Gülüzar’a uzattı. Gülüzar diyeceğini de diyemedi.
Çekinerek “Ne var bunda?”diye sorabildi.
Şeleğini sırtından yere bırakan Hasbal, karısının yüzüne bakmadan cevap
verdi.
“10 kuruşa hamsi!”
Kocası pancarları satamamıştı. “Üzülme” diyecekti. Ağzını sımsıkı tuttu.
Öyle zamanlar vardır birine üzülme dediğinde daha çok üzülür. Çünkü hatırına
gelir. Yüzüne vuruyormuş gibi olur. Hiç ses etmedi. Solmuş pancarlardan yemek
yapsa mıydı? Herifinin aklına gelirse bilemedi, şimdi.
Ya hamsi kızartsa! Mısır unu istedi komşusu Fadime’den. Fadime, mısır
ununu verdi ama giderken tembih etti.
“Herif bana kızıyor.” Gülüzar bozuldu ama, bir şey diyemedi. Mahcubiye-
tiyle bir bağ solmuş pancar götürdü Fadime’ye. Fadime önce eline tutuşturulan
solmuş pancara, sonra Gülüzar’ın solmuş suratına baktı. Kapıyı hızlıca suratına
çarptı. Pancarları ineğinin yalına kattı.
Gülüzar mısır unuyla kızarttığı hamsiyi, sofranın üzerine koydu. Çocukça bir
sevinçle yeniden gülümsedi kocasına. “Şey, saa bir müjdem var.» dedi. Hasbal’ın
mutsuzluğu az bi tamam geçer gibi oldu.
“Esah mı diin?”
“He ya!” dedi.
Uzandılar sonsuzluğa uzanır gibi tek kişilik divana. Yorgun elleriyle karıcu-
ğazının karnını sevdi.
159