Page 177 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 177
Sebahattin Günday | Sancı
“Ben oturdum, yanıma da son bir yolcu oturdu. Araba hareket etti, paralar
verilmeye, para üstleri alınmaya başlandı. Son yolcu parasının üstünü alırken
bir demir parayı ayaklarının önüne düşürdü. Eğildi, sağa sola baktı, aradı, bula-
madı. Kalkıp bir nefes aldı. Adam cep telefonunun ışığını yakıp koltuk altlarını,
yolcuların ayak aralarını tekrar taramaya koyuldu. Uzun sürdü bu aramalar.
Sonra ‘Yaa! Para değil ama insan uyuz oluyor. Dalga geçiyor adamla sanki.’
diye söylendi. İçimden, ‘Çok haklı.’ dedim. Bir ara, cebimden bir bozuk para
çıkarıp, eğilip aşağıdan alır gibi yaparak ‘ Aha! Buradaymış.’ diyesim, adamı o
sıkıntıdan kurtarasım geldi. Yapmadım. Yapamadım. Sonra ben indim, o gitti.
Şimdi ne hâldedir bilemiyorum.”
Sınıfta önce bir sessizlik…
Sonra gülüşmeler…
Birbirine karışan ve anlaşılmayan espriler…
Sonra birbirine karışan ve ne olduğu anlaşılmayan espriler…
“Var mı sizin de benzer arayışlarınız gençler?’’
“Nasıl yani hocam?”
“Şimdi ve geçmişte… Maddi, manevi… Rüyada ya da gerçekte… Kaybet-
tiğiniz, aradığınız, bulamadığınız ve hiç bulamayacağınız… Ama aramaktan
vazgeçmediğiniz arayışlar.’’
“Yok hocam… Biz o kadar pinti değiliz.”
Yine o yılışık gülüşler…
“Deli miyiz biz hocam?”
“Ne münasebet? Deli değilsiniz ama belki veli olabilirsiniz.’’
Anlamsız sesler ve alkışlar…
Vaaayyy!.. Ooooo!.. Vaauu!..
“Tamaaam!.. Tamam!’’
“Sizin hikâyeniz yoksa derse geçelim o zaman. Bir başkasının hikâyesine,
başkasının
arayışlarına bakalım birlikte. Belki bir şeyler buluruz.’’
177