Page 192 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 192
Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması
sonra anlamıştı ki onunla birlikte kendi hayatını, rahatça uyuyabilme ihtimalini
de koymuştu.
Yağmur şiddetini artırırken bakışlarını yeniden gökyüzüne çevirdi, görüşüne
giren birkaç ladin ağacı dalını yok sayarak seyretti bulutların hâkimiyet kurduğu
nihai karanlığı.
Oğlunun ölümünden aylar sonra bir belgeselde denk gelmişti onu kendinden
koparan katile. Yine polisten kaçmayı başarmıştı, Karga lakaplı adam. Zaten
şimdiye kadar hiç yakalanmamıştı. Gözlerini gökyüzünden çekip, ıslanmaması
için sıkı sıkıya tuttuğu gazete kupürüne çevirdi usulca. Haberin de doğruladığı
gibi yirmi sekiz kişinin öldüğü o soygundan kaçmasını kimse beklemiyordu.
Polis tüm binayı kuşatmıştı. Ama o, kaçmıştı.
Geride kalanların ise ellerinde sadece bir avuç toprak, gri mermerden yapılma
bir mezar kalmıştı. Bu yüzden kadın, onu zamanda geriye götürecek o problemi
çözmek için tüm çabayı gösterirken aklına sadece oğlunu getirmemişti. Diğer
yirmi yedi masumu da getirmişti.
Ve çözüme ulaştığında, babası, oturduğu sandalyeden kalkıp gergin bir yüzle
yanına gelirken tek bir şey söylemişti. “Gitmek istediğinden emin misin, Leyla?
Çünkü bir daha asla dönemeyeceksin. Geçmişe gitmek mümkün ama geleceğe
dönmek, imkânsız.»
“Eminim.” demişti kadın. Emindi çünkü parmaklarını o kapkara, soğuk
toprakta gezdirenler altında bir sevdiklerini bırakmışlarsa, artık kaybedecek
çok da şeyleri kalmazdı.
O yüzden babasının bu uyarısını dinlerken dahi belgeselden bulup kırptığı
videodan gözlerini ayırmamıştı. Karga’nın kayıplara karıştığı o kanlı soygundan
bir hafta önce çekilmiş son videosuydu ve sevgilisinin evinin bahçesinde çekilmişti.
Bahçeden aldığı kutunun içindeki kurşunlar, daha sonra insanların üzerine ateş
açacağı kurşunlar olacaktı. Bu yüzden kadın, defalarca kez izlemişti o kaydı.
Adam ağzında sigarası ile yağmur sonrası bahçeyi izliyor, sonra kamerayı tutan
kişiye doğru dönüp onu sevdiğini söylüyordu. Muhtemelen sevgilisiydi. Sonra
ıslak çimlerin üzerinden yürüyerek bir kutuyu alıp içeri götürüyordu. Bu sırada
kamerayı tutan kişi sebepsiz bir şekilde elini indiriyor, böylece kamera yarım
dakika boyunca sessizce çimleri çekiyordu. Leyla hiç sıkılmadan bu kısımları
da izlemişti. Sonlara doğru, yoldan geçen bir arabanın içinden ulaşan müzik
192