Page 220 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 220

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması

               Hep böyle olmadı mı zaten?… Hep vicdanımızın sesini bir iki demir parça-
            sının soğukluğuyla bastırmadık mı?

               Kadındım… Narindim…
               Bazı zaman alıngandım üstelik, çok zaman küskün... İlgi bekleyen bir bebek
            gibi nazlı bazen. Her daim anlaşılmak isteyen…Üstelik kendi içinde tam bir
            bulmaca iken…
               Kadındım… Ve o da... Peki bu saydıklarımın hangisini yapsa anlaşılırdı
            kaldırım taşında bıraktığım kadın?… Hangisini yapsa hoş görülürdü?...
               Ben de işte tam burada onu anlamaya çalışmadan lakin tüm hoşgörümle
            bırakıp gitmeyecek miydim? Bir kez daha sadece görmek istediğimde görecek,
            aynı hissî duygularla belki biraz daha fazla acıyarak elimdeki bozuklukların
            sayısını arttırıp yüreğimi rahatlatmayacak mıydım?
               Tam da böyle olacaktı işte. Ben yine gelecektim bu parka. Yine sohbetlere
            ortak olmak için gözüme bank kestirecek. Sonra balonları arayacak gözlerim.
            Tekmili birden bir yoklama aldıktan sonra, güneşli bir yaz günü veyahut çiseleyen
            bir sonbaharda huzurun tadını çıkarmak için burada olacaktım...

               Şaşırdıklarıma alışacak, bazılarına hayret edecektim. Kahkahasıyla çınlattığı
            için parkı o kadını kınayacak, yaşlı ayakları az bir dinlensin diye yanıma ilişen
            teyzeme acıyacaktım. Kişiler hep değişecekti. Ama yaşamlar hep benzer olacaktı...

               Ve ben yine rast gelmek için dua edecektim, o beli bükülen yüreği pırıl pırıl
            teyzeme. Yine belirecektim hemen yükü koca bir çanta ıslak ekmek olan teyzemin
            yanında. Evinin çok uzakta olduğunu yanıma oturduğunda yorgunluğundan,
            zor çıkan sesinden ve artan nefesinden anlamam güç olmayacaktı...
               Parkın ardı cadde. Caddenin az ötesi deniz. Cadde, deniz ve martılar... Ben
            gibi teyzemin yolunu gözleyen martılar...

               Yavaş yavaş yan yana geçeceğiz yine caddeden. Bir elimde çanta bir elimde
            cılız, kuru ve soğuk eli teyzemin. Sonra şöyle kuytuca bir yere dökeceğiz ekmek-
            leri. Katlayacağız çantasını...

               Tam yola düşecekken yine dönüp bir iki ufak para verecek bana. Ve ben
            yine almayacağım. Mahcup olacak. Ben diyeceğim dua et bana yeter..O diyecek
            hakkını helâl et..



            220
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225