Page 243 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 243
Beril Aldemir | Bilinmeyen
Bilinmeyen
Be r il A ld e mir
Mavi perdelerle bezeli camına baktı. Elindeki kalem ile kaşıdı kıvırcık saç-
larını ve ilk kez görüyor gibi baktı etrafına. Araba kaportasında uyuyan kedi
ilişti gözüne. Ardından hava neredeyse sıcak olmasına rağmen çocuğunu kat
kat giydiren anne. "Ben..." dedi, sustu. "Ben" ile başlayan cümleleri iyi bitmezdi.
Bugün özeldi onun için. Bugün üzülmemeliydi. Bugün yaşamalı, yaşadığı için
gülmeli, gülebildiği için sevmeliydi. Hiç bakmadığı şeylere bakmalı, ölümün
soğuk parmakları ona değmediği için yardım etmeliydi birinin yaşamasına. Bu
yardımı kendini mutlu etmek için değil, benliğini ayaklar altına alabilmek,
yaşadığına teşekkür etmek için yapmalıydı. Düşünmeye devam etti. Yine "Ben..."
dedi. Duyduğu ses ile irkilip arkasına döndü aniden. Hiçlik ile karşılaştı, yalnızdı.
Bugün özeldi ya, yalnızlık gülümsetti onu, sonra sevdi. Gramofonuna taktığı
plak ile salındı mavi boyalı koridoruna. Odasına gitti, üstünü değiştirdi. En
sevdiği sarı atkısını ve beresini taktı. Minik defterini, bir ikinci elçiden çok ucuza
aldığı hafif sızdıran dolmakalemini aldı yanına. Çanta taşımak istemiyordu.
Özgür olmalıydı. "Yaşayabildiğin için gül, gülebildiğin için sev, sevebildiğin
için..." yere düşen saat dağıttı düşüncelerini. Eski olmasına rağmen atmaya
kıyamadığı birçok şeyden sadece biriydi saat. Kaybolur diye korkup takmadı
geri koluna. Kutusuna koymayı tercih etmişti. Eski şeyler değerliydi... Gramo-
fonunda çalan şarkı bittiğinde hazırdı. Kulaklığını ve anahtarını aldı. Ulaşılmaz
olmak istemişti bir gün daha. Kıvırcık saçlarından kayan beresini düzeltirken
ilk adımını attı sokağa. Ilık hava ciğerlerine dolarken çiçek açtı ruhu. Martı
çığlıkları ile gökyüzüne döndü. Bulutları hissetti yüzünde esen rüzgar ile. Kat
kat giyinmişti, içindeki ölmeye yüz tutmuş çocuğu korumak içindi belki de.
Gördüğü anneyi hatırladı, daha iyi anladı. Kulaklığından gelen sakin müzik
eşliğinde yürürken yapraklara takıldı gözü bu sefer, huzursuz hissetti kendini
bu noksansızlık karşısında. Her bir yaprağa baktı, ilk kez dikkatini çekmiş
olmasına şaşırdı. Kendine sonsuz kez daha kızdı. Burnunun dibinde olan hiçbir
güzelliği göremezdi zaten. Kafası karışmış biraz da üzülmüştü. Boş verdi. Bilin-
243