Page 250 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 250

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması

            oturdu. Defterinin içindeki eski sarı kağıdı çıkardı. Dolmakaleminin akmış
            olmasını umursamadan yazmaya başladı.

               "Yoruldum sevgilim. Yalnızlıktan, hayattan, yanılgılardan yoruldum. Gidi-
            şinin ardından yaşamaya çalıştım. Nefes almaya değil, eğlenmeye, üzülmeye,
            kırılmaya, sevmeye çalıştım. Çok yoruldum. Hayatta herkese ayrılan belirli
            bir süre vardır derdin hep. Bizim sıramızı bekleyen piyonlar olduğumuzu, bir
            strateji oyunun önemli yahut önemsiz parçaları olduğumuzdan bahsederdin.
            Biz, yani ilk elde kaybedilen piyonlar artık yokuz oyunda. Hamle yapmaksızın
            izliyoruz siyah beyaz karede sabırla hareket etmek isteyenleri. Oyundakilerin
            göremediklerini görüyor, duyamadıklarını duyuyoruz. Heyecan duygusundan
            yoksun zavallı varlığımızı düşünmek için yeterli zaman büyük oyuncu tarafından
            tanınmış lakin biz kimseye bir şey anlatamayacak kadar tükenmiş oluyoruz.
            Onlar çizilmiş kareler arasında yorulurken biz sonsuz enlem ve boylama sahip
            zihnimizin tarlalarında geziniyoruz. Biz sevgilim, biz yaşamayı yaşamadan
            çözdük. Biz çizilmiş sınırlarda görüp, birbirimizle pekiştirdik. Altmış dört
            karenin dördünü gezdik, tamamını bildik. Birbirimizle avunduk. 'Kırgınlıkları
            konuşmak yeniden yaşamaktır. Kendimize bu denli zarar vermek haddimiz
            değil' derdin ya, konuşamadım kimseyle sevgilim. Evimden çıkmadım, senin
            sesin, kokun ve düzmece varlığınla yaşadım. Sadece sen vardın zihnimde,
            yemin ederim... Bugün özel bir gün ama. Bugün seninle beraber oyunun bitişini
            izleyecek, çizilmiş karelere hayatını akıtmış taşların pişmanlıklarını göreceğiz.
            Biz, dışı sağlam içi erimiş piyonlar, dalga geçeceğiz yok olanlarla varmışız gibi.
            Bugün sevgilim... Tam da bugün özümü göreceğim. Ayda yürüyecek, kelebeğin
            kanadına binecek, toz zerresinin üstünde gezeceğim. Yanına geleceğim. Evrene
            karışacak, var oluşsal benliğimi parçalayacak, kozasından çıkan bir kelebek
            gibi özgür olacağım. Bugün sevgilim...

               "Eğer ölürsem şimdiden bil ki doğacağım yeniden
               Ve ben saçlarında, gözlerinde olacağım aniden
               Ve sen ölürsen şimdiden

               Bilmeliyim ki geleceğim gelecek gözlerinden
               Tüm benliğimle, sana

               Nevizade "



            250
   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254   255