Page 111 - İbrahim Tennuri
P. 111

İbrahim Tennûri | hayatı ve eserleri
            Dürr-i yetîm: Tek inci, iri inci.     Enis: Yoldaş, arkadaş.

            Düsvâr: Zor, güç.                     Envâr-ı gülzar: Gülzâr’ın ışıkları.
            Düzetmek: Düzeltmek.                  Erkân: Esaslar, sütunlar, yol, yöntem, usül.

            Düzmek: Yapmak, işlemek,              Ermek: Olgunlaşmak, ulaşmak, erişmek.
            kılmak, düzenlemek.
                                                  Ervâh: Ruhlar.
                                                  Eşbâh: Misiller, eşler, benzeyişler.
            E                                     Evliyâ.: Ermiş kişiler, ulular, azizler.

            Eb: Baba                              Evtâd: Ulu kişiler, direkler, kazıklar.
            Ebter: Sonu kesik, nesli kesilmiş, zürriyeti   Evtâr: Yay’a gerilmiş ipler, kirişler, teller.
            kalmayan çoluğu çocuğu olmayan
                                                  Evtâr-ı çeng: Saz telleri.
            Ecnebi: Yabancı, başkası, el
                                                  Eyle: Öyle.
            Ecsâm: Cisimler
                                                  Eymân: Yeminler.
            Edeb: İyi terbiye, naziklik, usluluk.
                                                  Eyü: İyi, uygun.
            Edeb-i kâzi: Kadının edebi,
            muhakeme usülü.                       Ez, iz: -den, -dan.

            Efgân: Bağırıp çağırmak.              Ezdâd: Zıtlar, birbirine zıt şeyler.
            Efkâr: Fikirler, düşünceler.
            Ehl-i ‘ismet: Günah işlemeyen kimseler.  F
            Ehl-i siyâdet: Peygamber nesli.       Fâriğ: Boş, işsiz, rahat, vazgeçmiş.

            Ehl-i şer’: Şeriat ehli.              Fâzıl: Faziletli, üstün, bilgili.
            Ehvâc: Uzun boylu ahmaklar.           Fenâ: Yok olma, yokluk.

            Elel almak: Peşin almak.              Fer’: Dal, budak, tomurcuk,
                                                  ikinci derecede olan.
            Elel virmek: Peşin ödemek.
                                                  Ferişteh: Melek, günahsız, pek
            Elîm: Çok acıtan, acı.
                                                  güzel ve yumuşak huylu.
            Emr-i kün: Ol emri.
                                                  Ferr: Aydınlık, parlaklık, ışık.
            Emred: Tüyü bitmemiş sakalsız oğlan.
                                                  Ferş: Yer, yer yüzü.
            Endâm: Boy bos.
                                                  Feth-i bâb: Kapının açılması.
            Engür: Uzüm.

                                                                                    111
   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116