Page 15 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 15

Kayseri’nin İmarı ve Mekânsal Gelişimi  15

            şüncenin gelişmesinde büyük bir payı olduğu söylenebilir. Dönemin filozofları,
            söz söylemenin yüceltildiği bir ortamda yetişmişlerdir. Bunun bir uzantısı olarak
            tiyatroda, antik Yunan şehirlerinin önemli fenomenlerinden biridir. Sahneye çıkıp
            insanların duyacağı ve anlayacağı bir şekilde hitap etmek, sanata, felsefeye ve
            şehrin demokratik yönetimine olumlu katkılar sağlamıştır. Bu dönemde önemli
            tiyatro yazarları yetişmiş, olimpiyatlarda tiyatro eseri yazma yarışmaları düzen-
                     4
            lenmiştir.
                Söz söylemenin çeşitli yolları ve vesileleri vardır antik Yunan’da. Bu vesile-
            lerden biri de şölendir. Bir şölenin nasıl yapıldığını Platon’un şölen diyalogundan
            izleyebiliriz. Şölen bir ziyafettir, ama sadece yenilen, içilen bir ortam değildir.
            Oturmasından, konuşmasına varıncaya değin belirli kuralları olan bir entelektüel
            meclistir. Bu anlamda şölen, yemek, içmek ve doymak için değil, belirli konuları
            konuşmak için düzenlenir.
                Antik Yunan kültürüne paganizmin etkileri derinlemesine sinmiştir. Vico’nun
                                                                                   5
            sınıflaması açısından bakıldığında, bu paganist toplum Tanrı ile olan bağını ku-
            ramamış bir toplumdur. Buna karşın yine de zaman içinde bir arada yaşamanın
            yasalarını geliştirerek bir adalet düşüncesine ulaşmışlar, ortaya bir uygarlık koya-
            bilmişlerdir. Bu kültüre ilişkin felsefenin sanatın, tiyatronun da derin bir şekilde
            paganist izler taşıdığını söylemek zor olmayacaktır.
                Roma  İmparatorluğu,  evrensel  bir  imparatorluk  ideali  peşinde  koşan,  bir
            dünya egemenliği düşleyen imparatorluklardan ilkidir. Sınırları çok geniş bir ala-
            na yayılmıştır. Devlet içinde kölelik müessesesi önemli bir yer tutmaktadır. Çıkı-
            lan seferlerden binlerce köle ile dönülmüştür. Arenaları, buralarda yapılan vahşi
            gösterileri ile ünlenmiştir. Aynı zamanda “Roma Hukuku”, Avrupa uygarlığının
            temelindeki üç ayaktan birini oluşturacak kadar ileri bir anlayışı yansıtır. Bu hu-
            kuk Avrupa devletlerinin hukuk anlayışlarının da temelini meydana getirir. Roma
            toplumu, ilk zamanlarda paganist bir inanca sahipken, daha sonra ilk zamanlarda
            mücadele ettiği Hıristiyanlığın etkisine girmiş ve 325 yılından itibaren resmen
            bu inanışı benimsemeye başlamıştır. Paganist dönemden kalma heykelcilik ileri
            derecededir. İnançlarla birlikte zihniyet, zihniyetle birlikte yaşama biçimleri de-
            ğişmiştir.
                Avrupa ve Akdeniz havzasındaki bir başka antik kesit Roma’dır. Roma’nın
            Romulus ve Romus ikiz kardeşler söylencesine dayanan bir kuruluş öyküsü var-
            dır. (M.Ö. 6. yy. ) Daha önceleri bir köy olan, efsaneye göre kardeşini öldürerek
            şehrin ilk kralı olan Romulus’un adı ile anılmaya başlanan Roma şehri, Tiber neh-
            rinin kıyısında kurulmuştu. M.Ö. 4. Yüzyılda cumhuriyetle yönetilmeye başlanan
            Roma’da yönetim erki konsüllerin ve asillerden oluşan Roma Senatosu’nun elin-


            4  Platon- Şölen-  İstanbul -1995
            5  Giambattista Vico- Yeni Bilim- Ankara 2007
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20