Page 27 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 27
Kayseri’nin İmarı ve Mekânsal Gelişimi 27
riyle örtüşen uygulama örneğidir. Servetin, birikimin tekelleşmemesine dayanan
değerler sistemi şehircilik alanında da ortak alanlarda oluşacak değer artışının
tekelleşmemesi için uygun çözüm yolunu göstermiştir.
Çarşı ve cami, külliye gibi İslam toplumunun temel özelliklerini yansıtan
merkezi yapılanmaların dışında, Müslüman mahalleleri yaklaşık 100 hanelik ya
da 1000 kişilik nüfusun meydana getirdiği mahallelerden oluşurdu. Her Müslü-
man mahallesini camisiyle ayırt etmek mümkündü.
Osmanlı şehri, Batılı şehir modellerinde olduğu gibi merkezi iradenin şehri
şekillendiren tekelci karakteri yerine her evi bağımsız bir özne kabul eden, topoğ-
rafik ve çevre özelliklerine göre doğallıkla gelişen bir şehir yapısı öngörür.
Bu nedenle 19. Yüzyıldan itibaren şekillenen Avrupa şehirlerindeki merkezi
ve keskin çizgilerle belirlenmiş şehir tipine rastlanmaz.
İklimin topografyanın imkânlarını gözeterek şekillenen şehir yerleşimi uzak-
tan bakanlar için “Açık bir tabiat kitabı” duygusunu verecektir. Osmanlı şehri,
yerel talepleri gözetmeyen merkezi planlama yerine yaşayanların birbirine saygı
duyduğu, belli bir ölçülülük düşüncesinin hâkim olduğu insani ölçekte şehirler
ortaya çıkarmıştır. 16
Osmanlı Döneminde Kayseri’nin Fiziki Yapısı
Kayseri’de ilk emlak tahriri 1476’da yapıldı. Ancak tahrire ait defterler ma-
alesef kaybolmuştur. İkinci tahrir 1500 yılında yapıldı ve bu tahrire göre şehrin
nüfusu 10.000 civarında idi. Osmanlı yönetiminin ilk dönemlerinde Kayseri do-
ğuda sınır şehri olması nedeniyle fazla güvenli değildi. Bu nedenle nüfus artışı
yavaş oldu. Yavuz’un seferlerinden ve özellikle Memluklu tehlikesinin bitmesin-
den sonra şehrin nüfusu hızlı bir artış gösterdi.
16. Yüzyılda hızla büyüyen ve dinamik bir görüntü veren Kayseri sadece
Anadolu’nun değil Avrupa’nın da önemli şehirleri arasına girdi. Anadolu’da
Bursa’dan sonra ikinci büyük şehir olan Kayseri 16. Yüzyılda Avrupa’nın önemli
şehirleri arasında sayıldı.
Anadolu’daki Osmanlı şehirleri üzerine yapılan araştırmalarda, şehirlerin
gelişmesini 16. Yüzyılın sonlarına kadar tamamladığı bu tarihten, 19. Yüzyılın
sonlarına kadar daha önce ulaştığı kentsel yerleşim alanlarını koruduğu görüşü
hâkimdir. Fakat Kayseri’nin 17. Yüzyılın sonlarında 20 bin olan nüfusu, 18. Yüz-
yılın sonlarında 30 bine, 19. Yüzyılın sonunda ise 60 bine ulaştı. Bu durum diğer
Anadolu kentlerinin aksine, Kayseri’nin 18. ve 19. Yüzyıllarda da büyümeyi sür-
dürdüğünü gösterir. 17
16 Akif Emre, “Yerel ve Evrensel Çözümleme olarak Osmanlı Şehri”, Hece Dergisi, Özel Sayı: 8,
Ankara-2009.
17 Şükrü Karatepe, Kendini Kuran Şehir, Kayseri-1998