Page 43 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 43
[514] 34 / DOK KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
biçimde işlenmiş olması dikkat çekmek- nıldığından, kök anlamında “kalınlaşma,
tedir. Eğitimle ilgili bilgiler asıl olarak doyma, ekleme, bitiştirme, bağlama, ör-
"Dördüncü Kısımda" işlenmiştir. me, işleme, irileşme” anlamlarını içeren
Kayseri Sancağı’nın Dördüncü Kısmın- ‘dok’ kökünden türetilmiştir. Herhangi
da şehrin hastane, eczane, dispanser, bir şeyi tokmaklayarak, tokmakla döve-
mektep, medrese, han, otel, hamam, fab- rek imal etmek anlamına gelmektedir.
rika potansiyeli, binaların mimarî özel- Osmanlı döneminin aşağı yukarı sonuna
likleri, ilçe ve köyleri, helâlar, kabristan- kadar, tokmakla dövülmek suretiyle imal
lar, bataklıklar ve içme suları anlatılmış- edilen kılıç ve benzeri silahlar için de ha-
tır. İçme suyu olarak 1922 yılının Kayse- lı, kilim gibi tezgâhta iplik düğümleri bir
risi’nde Büyük Avgun, Hacı Kılınç Suyu tokmakla sıkıştırılarak yapılan şeyler için
ve Makbul Suyu adlı üç su kaynağından de ‘dokumak’ fiili kullanılırdı. Bugün ise
söz edilmektedir. bu tabir yalnız halı, kilim ve kumaş imal
Eserin "Beşinci Kısmı" ise Kayseri’nin etmek için kullanılmaktadır. Ancak şuna
sağlık durumunu birçok alt başlıkla ele dikkat edilmelidir ki tokımak (dokumak)
alan bir bölümdür. O devirde şehirde gö- kelimesinin kaynağı olan tokmaklamak
rülen ve yaygın bulunan hastalıklar ve sözü, sıkıştırmak, sıkılaştırmak anlamına
bunlara dair istatistikî bilgiler burada yer da gelmektedir.
alır. Eserin hazırlayıcısı bir doktor oldu- İnsanların dış etkenlerden korunmasını
ğu için bu bölümde daha bir hassas dav- ve yaşadıkları çevrenin güzel bir şekilde
ranmıştır denilebilir. döşenmesini sağlamak gibi önemli ge-
Eser, Kayseri’nin doğum ve ölüm oranla- reksinmelerini karşılayan dokumacılık,
rını gösteren "Beşinci Kısımla" son erer. insanlığın en eski sanatlarındandır kuş-
Esere haritalar, krokiler, şemalar ve bazı kusuz. İnsanlığın ortak ihtiyacına karşılık
fotoğraflar ilave edilmiştir. Bir saha araş- geliştirilen dokuma tekniğinin, zaman
tırması çalışması olan Kayseri Sancağı, içinde ve milletlerin kendi kültürel pota-
1920’li yıllarda Kayseri’nin bir fotoğrafı- larında geliştirerek günümüze kadar gel-
dır. Eser, Zübeyir Kars tarafından sade- diği, kısa bir süre sonra da (eğer millîliği
leştirme yoluyla eski harflerden yeni harf- muhafaza edilmezse) gelişen tekniğin,
lere aktarılmış ve basılmıştır (1995). milletlerin ayırtedici özelliklerini ortadan
YUSUF TURAN GÜNAYDIN
kaldırarak insanlığın ortak malı yapacağı
DOKUMACILIK şeklindedir. Kayseri, dokumacılık yö-
Eski Türkçede ‘tokı-mak’ (vurmak, döv- nünden önemli bir merkezdir. Yörede
mek, dokumak), bugünkü söyleyişle havlı dokumalara (Halı maddesi*), düz
‘doku-mak’ kelimesi, tezgâhta çözgü ve dokumalara, elde dokunmuş kumaşlara,
atkı ipliklerini birbiri arasından geçirip hasır dokumalara, sepet örücülüğüne,
sıkıştırmak suretiyle kumaş yapma işinde çarpana (kolon) dokumalara rastlanır.
sıklaştırmayı sağlamak için tokmak kulla-
Düz Dokumalar: Düz dokumalar genellikle
‘yaygı’ şeklinde ifade edilir. Halı dışında
kalan, enine ve dikey, iki veya daha çok
iplik grubunun birbiri arasından değişik
şekillerde geçerek meydana getirdikleri
dokuma türleridir. Düz dokumalar; ki-
lim, cicim, zili, sumak şeklinde dört gru-
ba ayrılır. İki iplik grubu (çözgü ve renkli
atkı) kullanılan, atkıların çözgüleri sara-
rak kamufle etmesiyle ortaya çıkan atkı
yüzlü dokumalara ‘kilim’ denir. Dikey
yönde olan çözgü iplerine, yatay yönde
Kilim dokuma tezgâhı atkı ipleri sarılarak kabartmalı motiflerin