Page 184 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 184

Kadir Dayıoğlu
            Bu, beş yıllık sanayi programının sözden işe geçirilmesi olduğu kadar, başka bir şeyi
            de simgeler: Sanayi programının, o güne kadar dışarıdan getirilen malları yurt içinde
            üretmeyi hedeflediği, aynı zamanda, bu sanayinin ülkedeki ham madde kaynaklarını
            gözetilerek kurulacağı ilk kez Anadolu’nun ortasında, Kayseri’de somutlaşmaktadır.”
            diyor. Biz de buna ilaveten; “Hava İkmal, Sümerbank, Demiryolu vs. gibi yatırımlar
            nedeniyle Kayseri’nin, ‘erken Cumhuriyet’ dönemine ve onun liderlerine, bir şükran
            borcu olsa gerek”, diyoruz. Şimdi de, 1935 Türkiye’sini çok güzel anlatan, ülkenin, nere-
            deyse her yerini gezen gazeteci, romancı, aslen Alman ama Nazi Almanya’sından kaçıp
            İngiltere’ye yerleşen Lino Linke’nin “Modern Türkiye Seyahatnamesi-Mustafa Kemal
            Türkiye’si” söz edeceğim.
               Sümer Bez Fabrikası’nın inşaatların bitip üretime aşamasına geçtiği sırada Kayseri’yi
            de ziyaret eden (1935) Linke Seyahatnamesinde; “…Yılda yaklaşık 27,4 milyon metre
            pamuklu iplik eğirmek ve bez dokumak, Türkiye’nin toplam tüketiminin dörtte birisi.
            Başlıca köylü ve askerlerce kullanılacak bu kaba, sert giyim malzemesini üretmek için
            üç vardiya halinde 4.500 erkek, kadın ve kız çalışacak (…)Kayseri Sümer Bez Fabrikası,
            “Beş Yıllık Sanayileşeme Planı’nın en tutku dolu hedefiidi.” diyor; özellikle inşaatlar ve
            çalışanları ile ilgili, ilginç bilgiler veriyor. Kuşkusuz bu bilgiler, Osmanlı’dan devralınan
            beşeri ve fiziki mirası, yansıtması açısından önemlidir.
               İsterseniz Linke, kulak verelim: “İşçilerden çoğu vahşi ve kaba görünüşlüydü. Yüzleri
            güneş yanığıydı, elbiseleri eskilikten ve ağır işlerde çalışmaktan ötürü yırtılmıştı. Fakat
            aynı zamanda garip şekilde ürkek bir ifadeye sahiptiler. Şimdiye kadar hiçbir kurala
            bağlı düzen içinde yaşamamış köylüler ve rastlantı sonucu işçi olanlar, ağıllar ve harap
            kulübelerde veya yaz aylarında üzerlerine örtecek toz toprağa bulanmış yorganlarından
            başka bir şeyleri olmaksızın açık havada uyumuşlardı. Bu bağlamda sessizlik veceha-
            letleri içinde yarı hayvan gibiydiler. İşte bu adamlar kendi bilincine varmış olan bir işçi
            sınıfına dönüştürülecekti ancak, aynı zamanda sınıf bilincine varmaları yasaklanmıştı.
            Deney başarılı olacak mıydı?”
               Evet:“Deney başarılı olacak mıydı?” Öyle ya, bir taraftan Sovyetlerle önemli bir
            sanayi tesisi anlaşması yapılıyor, diğer yandan da, Ruslarla çalışanların, “Bolşevik”
            olmalarından endişe ediliyor. İsterseniz, Linke’nin Fabrika müdür mühendis Fazıl Bey
            ile konuşmalarından bir bölüm aktarayım:

               “…Kombina için ustabaşı eğitilmek üzere yetmiş tane genç teknisyen de onunla
            birlikte gitmişti. Bu Rusya tercihi, keyfi ve rasgele değildi. Kayseri Bez Fabrikası Türk-
            Rus sanayi işbirliğinin ilk önemli sonucuydu. Her ne kadar bir devlet kurumu olan
            Sümerbank 6 milyon lira (bir milyon İngiliz sterlini üzerinde) gibi bir para sağlayarak
            Bez Fabrikası’nın kurulmasından sorumlu ise de, tesisi tasarlayıp planını yapan, yirmi yıl



            184
   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189