Page 37 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 37
Kayseri’de Ticaret ve Sanayi
Kent merkezine baktığımızda, sanılanın aksine, Selçuklu Dönemi’nde ticari haya-
tın surların dışında olduğunu, surların içinde dükkan dahi bulunmadığını, bugünkü
Kapalı Çarşı’nın çevresindeki ticari yapının Selçuklu Dönemi’nde değil daha sonraları
oluştuğunu vakıf kayıtlarından anlamaktayız.
Türk-Moğol kavgalarında Konya Selçuklu Sultanlarının başarısızlıkları doğal olarak
Konya, Kayseri ve Sivas’ın oluşturduğu üçlü başşehir mihverini parçaladı. Bu kentler ve
civarında oluşan refah yok olmaya yüz tuttu. Bu bölgelerden güneye ve batıya göçler
başladı. Sonuçta; Selçuklular’ın kurduğu iktisadi, sosyal ve siyasi düzen yıkıldı. Osman-
lılar Dönemi’ nde ise bu oluş daha da hızlandı mihver batıya Bursa, İstanbul, Selanik
ve Edirne’ye kaydı.
Osmanlı Dönemi
Konuya, Şevket Pamuk’un şu tespiti ile başlayalım: Babıali’nin, üç temel endişesi
varmış. Birincisi, İstanbul’un; ikincisi, Yeniçeri’nin; üçüncüsü ise kent merkezlerinin
aç kalmaması. (Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi (1500-1914))
Toprak insan ilişkileri ve Kayseri
Sanırım, “toprak-insan” ilişkileri göz ardı edilerek, tarih yazmak anlamlı değildir.
Bu nedenle, “toprak-insan” ilişkilerini; toprağa ait malikiyeti yazılmadan, günümüz
Kayseri’sini de anlayamayız. Bunun için de hem kadim ve hem de Selçuklu ve Osmanlı
Dönemi “toprak hukuku” bilinmeden tarihsel serüven hakkında sahip olunan bilgiler,
çoğu zaman yanıltır insanı. Biz de önce basit bir tanımla başlamak istiyoruz. Osmanlı’da
“özel” araziye “mülk” ve “kamu” arazisine “miri” deniyor. Bunların da alt başlıkları var.
Mülk; “Vakıf olmayan arazi hakkında kullanılan bir tâbirdir. Mülk araziye sahip olan
şahıs tam tasarruf hakkına malikti. Araziyi isterse evlâdına miras bırakır, isterse satar,
hibe eder veya vakfeylerdi.” biçiminde vermiş, “Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri
Sözlüğü”.
Surayia Faroqhi’nin “Osmanlı’da Kentler ve Kentliler” isimli eserinde Kayseri’de,
“mülk” araziler için şunları demiş: “Klasik Osmanlı düzeninde tarlalar ilke olarak devlet
mülkiyetindeydi. (…)Bu mülklerin bazıları daha sonra vakıf haline dönüştürüldü; fakat
diğerleri hibe yapılan kişilerin ailelerin elinde kaldı. (…)16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başı
Kayseri’sinde ender olarak ’mülk tarla’ kayıtlarına da rastlıyoruz. Peygamber soyundan
37