Page 41 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 41

Kayseri’de Ticaret ve Sanayi
            değiştirmesine rağmen şartlara uygun ticaret siyaset geliştirmeyi başarmışlar. (…)Ana-
            dolu’nun en eski yerleşme yerlerinden olan Kayseri, Anadolu coğrafyasında daha ziyade
            güneye bakan Hindistan-Akdeniz tarihî ticaret yollarının kesiştiği coğrafî bir bölgede
            bulunmaktadır. Mübeccel Kıray’ın tanımlaması ile Kayseri ‘kendine özgü bir fetih ve
            ticaret tarihi üzerinde şekillenmiş özel bir etkileşim alanı olarak’ tarih boyunca Mısır,
            Roma ve Osmanlı gibi büyük devletlerin oluşturduğu ve denetlediği ulaşım, ticaret ve
            kültürel etkileşim yolları üzerindedir.
               (…)Bilindiği gibi Anadolu coğrafyasında iki mühim ticaret yolu bulunmaktadır.
            Bu yollardan birisi; doğu-batı, diğeri güney-kuzey istikametindedir. Doğu-batı isti-
            kametindeki yol Antalya’dan başlıyor, Burdur, Isparta, Konya, Aksaray, Kayseri’den
            geçtikten sonra Sivas’ta kuzey-güney istikametindeki yolla birleşmekte ve oradan da
            Erzurum üzerinden Tebriz’e ulaşmaktadır. İkinci yol ise, Sinop limanından başlayarak
            Tokat’tan geçip Sivas’ta doğu-batı istikametinden gelen diğer yolla birleştikten sonra
            Malatya üzerinden Halep’e ulaşmaktadır. Bu yolların geçtiği coğrafyayı hâkimiyeti
            altında tutan önceki devletler gibi Selçuklular ve Osmanlılar, benzeri “üretim ve ticarî
            siyaset”i takip etmişlerdir.
               XVII. ve XVIII. asırlarda başta İstanbul olmak üzere Osmanlı şehirlerinin ticarî yönleri
            Akdeniz’e dönmüş olsa da, sahil kentleri ile yürütülen ticaretin hacmi Batı ile yürütü-
            lenin iki katına çıkmıştır. XVII. ve XVIII. asırlarda; Kayserili tüccarların iç ve kıyı ticaret
            şehirleriyle ticarî münasebetlerini tespit edebiliyoruz. Belgelerde, tüccarların çok yoğun
            ticaret yaptıkları iç ticaret şehirleri Ankara, Tokat, Çorum, Erzurum, Adana, Yozgat,
            Konya, Kastamonu, Niğde’dir. Kıyı ticaret şehirler ise, İzmir, İstanbul, Payas ve Kahiredir.
               Yine XVIII. asrın ilk yarısında Anadolu’ya ticaretin yapıldığı önemli bir merkez de
            İpek Yolu’nun güzergâhındaki Tebriz’dir. Bir hususa dikkat çekmek gerekirse Kayserili
            tüccarların güneyde en fazla ticaret yaptıkları şehirler ise Halep, Şam, Payas ve Kahi-
            re’dir. (…)Kayseri tarihin her döneminde ticaret yollarının kesişme yerinde kurulduğu
            için zaman içinde ticarî önemi azalsa da, XVII ve XVIII. asırlarda önemli bir üretim ve
            ticaret şehri olmayı sürdürmüştür.





                                Şehrin Ticarî Imkânları ve Faaliyetleri
               Girişte, “bir şehrin ticarî imkânı ile kastedilen; ticarî olmak maksadıyla üretici
            esnaf-sanatkâr ve üretilen mal-metadan, üretilen malın tüketiciye ulaştırılması süre-
            cindeki bütün faaliyetler” kastedilmektedir diye belirtmiştik. Bu faaliyetleri; iş gücü,
            mal, pazaryeri, ulaşım vasıtaları ve ulaşım şartları alt başlıkları şeklinde sıralamak



                                                                                    41
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46