Page 52 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 52
Kadir Dayıoğlu
ustaları adeta taşa ve ağaca can, ruh verirler. Çocuklar ve dokumacı kadınlar renklerini,
kuşlarını, geyiklerini, atları tabiat ananın kucağından çalarlar. Boyahanelerinde önlerinde
çeşitli renklerde boyanmış pamuklu ve ipekliler asılı durmaktadır.’ Bu ifadeler Talas ve
Kayseri’de ticaretin ve el dokumacılığının oldukça yaygın olduğunu bildirmektedir.”
(Ali Tuzcu)
1890’lı yıllarda Kayseri’ye gelen seyyah Edmund Nauman, pazarda Rumlar tarafından
para değiştirme işinin yapıldığını ve Avrupalı tüccarların çok rahat ticaret yapabildik-
lerini; bir Alman tüccarın Singer marka dikiş makinesi sattığını; bir dikiş makinesine
sahip olabilmek kadınların en büyük arzuları olduğunu ve özellikle Tavlusunlu kadın-
ların süs eşyası olarak beş dukalık, altın Avusturya sikkeleri taktıklarını gördüğünü,
söylüyor. Nauman’ın anlattıklarına göre; Kayseri bütün İç Anadolu’nun önemli ticari
noktasıymış. Ayrıca; Yozgat’tan gelen buğdayın ve kentin çevresinde üretilen tarım
ürünlerinin ihracatı yapılırmış. El işlerinde en fazla demircilik ve kumaşçılık yaygınmış.
İthal edilen mallar ise, yeşil böğürtlen, mum, yün ve kitreymiş.
Cömert; “19. yüzyılda Kayseri’de, Söylemezoğlu Sava’ya ait, Sasık Rumyan Mahallesi
(Havuzlu Hanı’n olduğu bölge), Fırıncılar Caddesi üzerinde bir çulha fabrikası olduğunu”
bildiriyor.
Teğmen Bennet tarafından hazırlanan 1880 tarihli raporda; Almanya’dan, yünlü ve
pamuklu kumaş, basma, pamuk ipliği; Fransa’dan, kadife, ipekli, yünlü, cam, cam eşya,
porselen; Hollanda’dan, şeker; İngiltere’den, pamuk ipliği, yünlü, Berlin yünü, bakır,
petrol, çelik, kalay, teneke çivi, mum, kırmızı boya gibi ürünlerin ithal edildiği belirtil-
mekte. Bennet’e göre Kayseri’den ihraç edilen mallar; Sarı cehri, kitre, yün, deri, tiftik,
balmumu, salep, bağırsak, afyon, keçe, keçi kıl, işlenmiş tütün, tuz, pastırma, maroken
deri, buğday ve arpa gibi ürünler olup ihracat yapılan ülkeler arasında Fransa, Rusya,
Mısır ve Avrupa’nın birçok ülkesi bulunmakta.
Yine Teğmen Bennet’in 1880 tarihli tespitlerine göre köylüler, sıkışık zamanlarında
Hristiyanlardan ve başkalarından ürün vs. teminat göstererek yüzde 15 ile yüzde 25 ara-
sında değişen yüksek faizlerle ve küçük miktarlarda borç alabilmekteler. Bu tarihlerde
Kayseri, doğu ve güneyde üretilen değerli malların doğal deposu ve İstanbul tacirlerinin
taleplerini doğrudan karşılayan bir il durumunda. Yine bu yıllarda Kayseri’de, orman
varlığı kalmadığından tezek ve kevenin yakıt olarak kullanıldığını seyyahlar bize bil-
dirmekte. Nauman bunları anlatırken, ezeli derdimiz olan yolsuzluklardan dolayı biraz
şaşkınlık içerisinde. Miktarını ise, 72 bin mark olarak vermekte.
52