Page 49 - kayseriden_kopan_turku
P. 49
heyeti olacaktır.
Necati Bey Caddesi’nde bir otobüs içinde Muazzez Hanım, Necati Bey, Yıldız Süslen ve diğerleriyle birlikte
tam yirmi beş kişi ve otobüsün şoförü direksiyon başında birini bekliyorlardır saatlerdir. Otobüsün içinde
homurdanmalar şikayetler başlamıştır:
—Daha ne zaman gelecek kimi bekliyorsak?
—Eee! Yetti be!
—Yakışmadı O’na.
—Sızıp kalmıştır canım.
—O, geldi gelecek.
—O, şimdi çıktı, gelmek üzere.
—O, biraz sonra burada.
Sinirden delirmek üzeredir Yıldız. Çok merak ediyordu beklenen adamı. Emindir ki kasıntısından yanına
varılamazdır bu sanatçının. Emindir ki en az iki bavul elbise ile gelecektir. Millete pahalı elbiseleri ile hava
atacaktır. Konuşmasıyla, tepeden bakışlarıyla, küçümseyen tavırlarıyla. Sanki çok ünlü biridir de yapacaktır
bunu.
Otobüsün açık duran kapısında bekleyen biri bağırır ansızın:
“ İşte geliyor. O geliyor.” 49
Bütün başlar camdan dışarı çevrilir. Yıldız da bakar. Otobüse doğru, elinde bavullarla gelen süslü, püslü
birini göremez. Yalnızca paltosunun kolları yer yer simsiyah lekeler içinde ve elinde bağlama olan bir adam
otobüse doğru yaklaşıyordur. Onun beklenen adam olabileceğine ihtimal bile vermez. Ta ki otobüsün içinde
biri ayağa kalkıp, heyecan içinde konuşuncaya kadar:
—Sonunda geldi.
—Kim?
—O.
—O kim?
—O. Ahmet Gazi Ayhan.
“Ne! “ der içinden şaşkınlıkla Yıldız. “Ay! Biz bu adamı mı bekledik saatlerce?”
Üstelik adını da ilk defa duyuyordur. “Ahmet Gazi Ayhan.” Çoban müziği yapan sıradan, sarhoş, ayyaş bir
çalgıcı olmalıdır. Öyle ya! Pardösüsi kir içinde olan, saygısız, sorumsuz, sabah kalkmayı bilmeyen biri ne
olabilir ki başka?
Otobüstekilerin ama özellikle, öfkesinden burnundan soluyan Yıldız’ın şaşkın bakışları altında, elinde
bağlaması, uzun boylu, esmer, ama yakışıklı, ama sempatik adam gülümser ve selam verip girer içeri.
Otobüs hareket eder.
Eşi Ahmet Gazi Ayhan’ı ilk gördüğü o anları, evinde, Kayseri Büyükşehir Belediyesi adına konuk olduğumuz