Page 61 - kayseriden_kopan_turku
P. 61
Sabahın erken saatleri. Dışarıda insanın yüzüne bir kamçı gibi inen rüzgâr vardır ve. soğuktur. İliklere kadar
işleyen bir soğuktur bu. Ayazdır. İki gece önce yağan kar’ı dona çeviren ayazdır.
Giderler, kendilerine ait otomobilleriyle. Yanlarında bir çanta dolusu eşya. Bebek giysileri, terlikler, taraklar,
mendiller, havlular rengârenk eşarplar falan filan vardır. Sonuçta hastanede, beyaz duvarların, buruşuk
çarşafların, buram buram terleyen alınların, sıkılan avuçların, endişeli bakışların, karmaşık duyguların ve
dayanılmaz sancıların ve güzel alına yapışmış güzel saçların ve dudakları ısıran dişlerin tanık olduğu ina-
nılmaz bir olay olur ve doktorların “Mucize Çocuk” dedikleri kızları Nurdan doğar.
Daha sonraki günlerde Yıldız radyodaki işinin başına döner.
2.5 ay geçar aradan.
Necati Bey…
Sessizce çekip gider, gözkapaklarını ağır ağır yumarak ve bir daha asla açmamak üzere. İstiklâl Harbi’nin bu
kahraman gazisi veda eder dünyaya. Üstelik Muazzez Hanım’ı yalnız bırakarak. Eşini, ayalini, bunca yıllık
hayat arkadaşını ve çocuklarının anasını üze üze, ağlata ağlata, şu koskoca dünyada, koskoca yalnızlar içinde
bırakarak çekip gider. Torun Nurdan’ı doyasıya koklayamadan. Doyasıya yorgun parmaklarıyla okşayamadan.
Hayat, devam eder bütün acımasızlığı ile. Yedi gün sonra canlı yayın yapar Yıldız Ayhan. Nurdan’ın Annesi.
Uzun havalı bir programdır ve O, okurken gözyaşlarını içine akıtır.
Kimseler bilmez. Kimseler görmez, duymaz ağladığını.
61
İKİNCİ KIZLARI ÖZLEM’İN DOĞUMU
Ahmet Gazi ve Yıldız Ayhan adı Türkiye’de hızla duyulmaya başlar. Ahmet Gazi’nin sahneye çıkması olay
olmaktadır. Sahneye akordion, davul koyarlar. Diğer sanatçılar bundan da rahatsız olurlar. Dile getirirler
zaman zaman. Çamlık Gazinosu sahibi Baba Beşir buna da bir çözüm yolu bulur. Ahmet Gazi’nin, eşinin
programı içinde sola yapmasını önerir ve onlar öyle çıkmaya başlarlar. Yıldız Ayhan’ın tabiriyle Ayhan, önce
8-9 dakika açılış yapıyordur, çünkü halk O’nun sazını dinlemek istiyordur. Bu arada Yıldız, içeride elbise
değiştiriyordur.
Ayhan, programda 3 tane solo yapıyor, 1 tane uzun hava okuyor ve sonunda bir oyun havası ile programı
bitiriyorlardır. Öyle günler oluyordur ki halk onları 7-8 defa sahneye çağırıyordur. Bırakmak istemiyorlardır.
Saz Cambazıdır adam. O bağlamayı değil, bağlama Onu çalıyordur. Bağlamasına o kadar hâkimdir ki, bağlama
Onunla konuşuyor, her dediğini yapıyordur. Bağlama, bağlamalıktan çıkıyor başka bir enstrüman oluyordur.
Sahnedeyken sazın perdelerini kesiyordur zaman zaman.
Mızrapsız çalıyordur. Üstelik tek eliyle.
Saz çalarken parmak hareketleriyle, seyirciye hissettirmeden, aynı türde bir başka türküye geçiyor da se-
yircinin ruhu bile duymuyordur. Kimse anlamıyordur nasıl olduğunu.
Bağlamayı çaldığı sırada iki eliyle döndürüyor, yukarıya fırlatıyor, bağlama tavana değiyor, yeniden ellerine
geliyor ve o sırada çaldığı türküye ara vermeden devam ediyordur.
O ayrıca bir şairdir. O, halk ozanları ile atışmalar yapabilecek, onları pes ettirecek kadar bu alanda da usta.