Page 122 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 122
batı tarafında su yalağı vardı. Su dolu yalaklara bin bir
çeşit kuş, bazen yılanlar ve her çeşit hayvan misafir
olurdu. Yalakların hemen yanı başında bulunan akasya
ve iğde ağaçları kuyu başını gölgeler içinde bırakırdı.
Eşkıya kuyu başını mekan tutmazdan önceki
zamanlarda, niyet ahalisi kuyu başında toplanır, sohbet
eder, Ramazan da namaz kılar, insanlar bir birlerinin
derdini paylaşırdı. Felaket karşısında akla gelen
çareleri bir birine aktarırdı. Başka yerlerde daha koyu
gölgeliklerde vardı. Fakat insanlar suya yakın olmanın
keyfini çıkarır, kuyu başı sohbetlerine doyum olmazdı.
Eşkıya kuyu başını mekan tutunca, insanlar da kuyu
başına uğramaz, toplantılar, sohbetler yapamaz
oldular. Kuyu başı toplantı yeri olmaktan çıktı, ahali su
dolu kuyudan da su alamaz oldu . İnsanlar, Hacı’yı
sanki her an orada imiş gibi görüyor, insanlar değil
Boncuk Kuyuya uğramak, evlerinden bile dışarı
çıkmıyordu. Niyet gündüz vakti bile ıssız ve kimsesizdi.
Eşkıyanın soygun olayını Cafer Binbaşı, Musa’dan
öğrendi. Fakat soyguna engel olan adamı merak
ediyordu. Adam şayet asker kaçağı ise bulup
yakalamak gerekirdi. Üstelik o soygunu tasarlayan katil
herif yeniden ortaya çıkmıştı demek. O eşkıya, o
bölgede durdukça Cafer Binbaşı rahat edemiyordu.
Devletten bu işler için para alıyordu. Yoksa aldığı para
haram olurdu. Kafileyi soymaya kalkan Gavur Hacı’yı
yakalayacak, asker kaçağını bulacak ve hükümete
teslim edecekti. Bunu defalarca kendi kendine
tekrarlayıp duruyordu.
Cafer Binbaşı eşkıyayı ve asker kaçaklarını
yakalamak için yeniden hazırlanıyordu ve planını
yapmıştı. Niyeti Boncuk Kuyuya yakın yerdeki Cırık
Gediği’nin kayaları içine saklanmak ve geceleyin
saklayacağı birlik, kuyu başını mekan tutan Hacı’yı
114