Page 119 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 119
kendinde altınları almaya hak görmüyordu. Şu adamın
yerinde bir Ermeni genci olsa, bu ikrama balıklama
dalardı, hatta ne var ne yok isterdi. Aklından bunları
geçiren rahip söylendi.
“ Sizin anlayışınızı saygı ile karşılıyorum. Tüm
Müslümanlar böyle. Oysa şu dünyada sonsuz
ihtiyaçların yokluğunu duyarak yaşıyoruz. Mal edinme,
ticaret, yoklukların giderilmesi için gerekmez mi?
Fakirlik bir işe yaramıyor ki? “
“ Bu düşüncenizde haklısınız! Fakat biz sizin gibi
yetişmedik. Sade ve yetecek kadar olanla yaşarız.
Hakkımız ne ise onu alırız. Fakat darda kalanlara,
çaresiz olanlara yardım şart diyebiliriz. İnsanlara
yardım ise para ile yapılmaz, karşılıksız yapılır. Altınları
sahiplerine verin. Gösterdiğiniz yakınlığa da teşekkür
ederim.” Böyle diyen Yunus Çavuş yönünü Ak Ev’e
döndü. Başkaca cevap beklemeden yürümeye başladı.
Kafiledekiler donup kalmıştı. Adamın yürekliliğinin
yanında, tok gözlülüğü tüm Ermenileri etkilemişti. Onun
ağır ağır yamacı tırmanışını seyrettiler. Nihayet tepe
çizgisine ulaştı. Dönüp veda kabilinden el salladı.
Deredekiler, sevinç nidaları ve alkışlarla karşılık
verdiler. Sonra toparlandılar. Ziynet eşyalarını kadınlar
alıp takıp takıştırdılar. Erkekler cüzdanlarına kavuştu.
Arabaların gıcırtısı, atların katırların haykırışı yeniden
duyuldu. Harami Boğazı’na doğru yürüyüşe geçtiler.
Artık askerler son derece duyarlı idi. Mavzerlerine
mermileri sürmüş, önde onbaşı Musa, yan ve arkalarda
diğer erler, kafileyi selametle Harami Boğazı’ndan
çıkarttılar.
Gavur Hacı ise yukarıdan açılan ateşten çok ürktü.
Kendisi derenin içinde ve savunmasızdı. Dikkatini
diğerlerini kollamaya vermişti. Tam bu sırada birilerinin
işe karışması Hacı’yı çok korkuttu. Devamlı
111