Page 115 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 115
kaçağı olup, olmadığını sormak istemedi. Adam hem
kendi hayatlarını, hem de kendisine emanet edilen
kafilede ki insanların hayatını kurtarmıştı. Onbaşı
kendini adama borçlu hissetti. Onun içinde fazla soru
sorma gereğini duymadı. Bir müddet sessiz kaldıktan
sonra sadece “Sağ olasın “ diyebildi. Oysa Papaz
Leon öyle değildi. O devamlı konuşuyordu.
“ Böyle kötü adamlar çoktur. Başka kafilelerin de
başına soygunlar gelmiştir. Bu adam da bizi soyup
soğana çevirecek, belki de öldürecekti. Devlet bizi
yolluyor, yurdumuzdan yuvamızdan oluyoruz, bunlar
yetişmiyor gibi, bir de eşkıyalarla uğraşıyoruz.
Hayatımız, paramız tehlikede. Ben insanları tanırım.
Bu adam çok tehlikeli biriydi. Tanrı bizi bu adamla bir
daha karşılaştırmasın. Korkak adam tehlikeli olur ”
diyordu.
Böyle konuşurken Yunus Çavuş’un elini bırakmıyor,
kurtarıcıyı nasıl ödüllendirecek, onu düşünüyordu. Bu
adam onların hayatlarını kurtarmıştı. Adama ne kadar
teşekkür etse azdı. Adam ise iddiasız duruyor ve
onurlu bir insan olduğu anlaşılıyordu. Rahip
yakınıyordu.
“ Bizi yollara düşürdüler. Bunu yapanlar utansın.
Herkesin suçu var. Çok şey bildiğini zanneden okumuş
Ermeni gençleri, bizlerin başına bu işleri açtı.
Komitaların başına geçen okumuş Ermeni gençleri
bizleri yerimizden yurdumuzdan etti. Güya büyük
devletlerin yardımı ile Ermeni Devleti kurulacakmış.
İşte buna kandılar. Oysa Rusya, İngiltere, Amerika’nın
gerçek niyeti Osmanlıyı çökertmektir. Biz Ermeniler
umurlarında bile değiliz, onların oyuncağı olduk. Bin
yıllık dostluğumuzu yıktık. Oysa ekmeğini yediğimiz,
rahat ve huzur içinde yaşadığımız Osmanlı Devletine
sahip çıkmalıydık! “
107