Page 111 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 111
siluetini buldu. Mağarasına girdiği zaman, izbe ve
karanlık mağara, ona cennet gibi geldi.
Hacı kaçtıktan sonra kafile kendine geldi. Askerlerin
attığı kurşunların sesi dağlarda yankılandı. Büyük
Yılanlı’nın göğsünden sürüler ile keklik havalandı.
Kafiledekiler bir araya gelmiş, merak ve heyecan içinde
kurtarıcının nerede ve kim olduğunu anlamaya
çalışıyordu. Gözleri derenin yamaçlarında, yukarıları
gözlediler. Nihayet yoldan, Ak Ev’e yakın duran
kayanın ardından bir adam çıktı.
Adam iri yarı, heybetli biriydi. Elinde parlayan
tabanca aşağılardan bile fark ediliyordu. Kurtarıcı kimdi
ve nereden gelmişti? Dere hayli çukurda ve olanı biteni
yoldan görmek imkansızdı. Adam Hızır gibi yetişmişti.
Ermeni çetecilerinden olabilir mi idi? Oysa bu da
ihtimal dışıydı. Çeteler güney ve doğu illerinde
çalışıyordu. Buralarda dehşetli söylentiler yaygındı.
Kim di acaba bu adam. Fakat kim olursa olsun eşkıyayı
kovalamıştı. O canavarın elinde kalsalar idi, kim bilir,
neler başlarına gelirdi? Adamı daha yakından görmek
ve kim olduğunu anlamak istiyorlardı. Kadınlar sevinç
çığlıkları atıyor, adama alkış tutup el sallıyorlardı.
Kurtarıcı arkadan vuran güneş ışığında olduğundan
daha da cüsseli görünüyordu. Ağır adımlarla ve
telaşsız dereye iniyordu. Kurtarıcı Yunus Çavuş’tan
başkası değildi.
Ak Ev’de, pusuda, bekleyen Yunus Çavuş, Hacı’nın
ortaya çıkmayacağını anlamıştı. Evine dönmek üzere
iken, yoldaki kalabalığı gördü. Ermeni tehcir kolunu
izledi. Onların Koyun Baba’ya inip soğuklanacaklarını
tahmin ediyordu. Nitekim öyle de oldu. Fakat Yunus
Çavuş kendini açığa vurmak istemedi. Koyun Baba’da
konaklayacaklar ve Harami Deresi’nden yola devam
edeceklerdi. Kafiledekiler, Koyun Baba’ya indiklerinde,
103