Page 109 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 109
atıyorlardı. Papaz Leon da söyleneni yapıyordu.
Koynundan para kesesini çıkarttı ve arkasında
kümelenen erkeklere kendisi gibi yapmalarını söyledi.
Sonra para keselerini bir bir topladı. Yapacak başka
şeyleri yoktu. Artık hayatları kaymış, eşkıyanın esiri
olmuşlardı. Şu askerler de bir işe yaramamıştı.
Susuzluk herkesi çileden çıkartmış, su içeceğiz diye
silahları çatınca, bunlar başlarına gelmişti.
Hacı zevkten dört köşe, gösterdiği beceriden dolayı
kendini çok akıllı sayıyordu. Giderken şu papazı
haklayacak, kadınlar arasında ki tombul ve güzel olanı,
altınları toplamaya memur ettiği kadını da beraberinde
götürecekti. Şu para ve altınları toplasınlar, sıra
düşündüklerine gelecekti.
Kafile sus pus, papaz Leon ve tombul gelin altın ve
paraları toplamayı sürdürdü. Hacı’nın tüfeğinin
namlusu üzerlerinden milim ayrılmıyordu. Askerler
çaresiz, pişmanlık içinde olacakları bekledi. Onbaşı
Musa, bu adamı yakalamak için birliği ile beraber, kaç
kere dağlara çıkmıştı. Gözünü kırpmadan adam vuran
katili tanıyordu. Sözlerinin dışına çıkanı mutlaka
öldürürdü. Onbaşı ve askerleri, silahlarına hasretle
bakıyordu.
Kafile suskun ve bezgindi. Artık ne olacağını
bilemiyor, gelecekten ümitlerini kesmişlerdi. Fakat öyle
olmadı. Yukarılardan bir yerden bir silah patladı. Ses
dağlarda iç çekişlerle kaybolurken mermi Hacı’nın
birkaç arşın önünden toz kaldırdı. Hiç beklenmeyen
olay üzerine Hacı başta olmak üzere tüm kalabalık
silah sesinin geldiği yöne döndü. Silah derenin elli
arşın kadar yukarısından atılmıştı. Silah sesi göğüs
geçiren dağlar arasında yankılarla kaybolurken,
bundan en fazla etkilenen Hacı oldu. Hacı neye
uğradığını şaşırdı. Tam da işi bitirmişken, birisi kendini
101