Page 108 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 108
duruşundan, tüfeği tutuşundan, söylediğini yapacak
olduğunu anladılar.
Buna rağmen onbaşı kımıldayacak oldu, tüfeklere
Hacı’nın çok yakın olduğunu anladı. Anladı da ne
kadar ihtiyatsızlık ettiği aklına geldi. Hep birden suya
koşmuşlardı. Oysa mutlaka nöbetçi bırakmalıydı. Bu
binbaşının aradığı kanlı katil Gavur Hacı olmalıydı.
Binbaşı nasılda sıkı sıkı tembihlemiş ve eşkıyaya karşı
önlem almalarını söylemişti. Yolu emniyetli görmüş,
susuzlukta yakalarından düşmemişti. Arabadakiler, atla
gidenler yollarda portakal yemişler, fakat yedikleri de
susuzluklarını gidermemişti. Susuzluğun etkisi ile son
derece ihtiyatsız davranmışlardı. Şimdi eşkıya, şu
insanlara kim bilir neler yapacaktı. Onbaşı bunları
düşünüyor ve sorumlu olmanın ağır yükü omuzlarına
çöküyordu. Gözü eşkıyada ve aradaki yirmi arşını bir
hamlede kat etmek istedi ama anında kurşunu
yiyeceğini anladı. Gavur Hacı yeniden konuşuyordu.
“ Kadınlara söylüyorum! Şöyle yana doğru açılın
bakalım. Hey güzel gelin! Kadınlarda ki altınları,
gerdanlıkları, burmaları topla ! Kimsenin üzerinde bir
şey kalmasın. Kımıldayanı vururum! Papaz Efendi
para kesesini çıkar, şu heriflerin cüzdanlarını, saklı
paralarını topla “ dedi. Dere hayli derindi ve kuyu da
derenin içinde açılmıştı. Olayı gören de olmayacaktı.
Şimdi kuyu başında herkes korku ve şaşkınlık içinde
ne yapacağını bilmiyordu. Kalabalığa hakim Gavur
Hacı silahını kalabalık üzerinde gezdiriyor, toplanan
para ve altınları gördükçe, sevinçten ağzı kulaklarına
varıyordu.
Kadınlar bir tarafa kümelendi. Korku içinde idiler ve
Hacı’nın tehdidinin gerçek olduğunu anlıyorlardı. Ziynet
eşyası olarak bilezikler, gerdanlıklar, burmalar, inciler,
ne varsa çıkartıp güzel gelinin elindeki bohçaya
100