Page 135 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 135
güvendikleri Yunus ortadan kalkmıştı. Bakalım, Çiloğlu
bundan böyle ne yapacaktı? Hacı yine plan üzerine
plan yapıyordu. Bir yandan da Koyun Baba’da, Ermeni
tehcir kolunu tam tuzağa düşürmüşken, ortaya çıkan
Yunus yüzünden, soygunu yarıda bıraktığına
yanıyordu. Üstelik kaçmak zorunda kaldığını tüm
bağcılar mutlaka duymuş ve bayram etmişlerdi.
Derenin yukarısından açılan ateş, onu şaşırtmış, çareyi
kaçmakta bulmuştu. Ne kadınlar, ne altınlar ve paralar
vardı. Allahın belası asker kaçağı yüzünden zırnık
alamamıştı. Şimdi o çok güvendiği hükümet elinden
belasını bulacaktı. Mutlaka kurşuna dizerlerdi. Hacı
bunları düşündükçe rahatlıyor, kan, ateş, ölüm, onun
için doğaldı ve bu felaketlerden nemalanıyordu. Artık
Yunus korkusunu hiç çekmeyecekti.
Hacı Mustafa Efendi den istediğini almalıydı. Oğlu
Ahmet atak ve genç irisi biriydi. Okuduğuna göre akıllı
olmalıydı. Fakat göndereceği kurşun akıllı falan
dinlemez, delip geçerdi. İlk fırsatta onu ortadan
kaldırmanın yolunu bulmalıydı. Yunus ile Ahmet
birbirine çok güveniyordu. Yunus gidince Ahmet yalnız
kaldı. Bakalım şimdi Ahmet ne yapacaktı. Ellerinde
ağızdan dolma çifteleri vardı ve menzili ancak elli
arşındı. Üstelik saçma atıyordu. Kurt saçması atsa bile,
onun da gideceği yer belli idi. Ama elindeki mavzer en
az beş yüz arşın mesafeye ulaşır ve hedefini deler
geçerdi. Hacı böyle düşünürken, bağları, evleri,
kayaları, ağaçları gözlüyor hepsi benim, insanlarda,
kadınlarda, paralar da benim için diyordu.
Yunus’un yakalanması niyette büyük yankı yaptı.
Niyet ahalisi hükümete ne diyeceğini bilemiyor, fakat
eşkıya Hacı’ya lanetler okuyordu. Güvendikleri
Yunus’un gitmesi onları üzüntülere boğdu. Sularını
getirecek, kuruyan ağaçlarını söküp kışlık yakacak
127