Page 18 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 18

ya karşı ne yapabilir, bilemiyordu. Ahmet’te, Hacı
                                  Mustafa Efendi’de bunu düşünüyor, bir çözüm
                                  arıyordu.
                                      Gavur  Hacı gözlemini sürdürüyordu. Ağzı kıllının
                                  Yunus’un evi ile Çiloğlu’nun evi aynı sırada ve yakın
                                  komşuydu. Fakat bu gün Yunus’un evinde bir
                                  hareketlilik vardı. Evin  efendisi Yunus askerdi. Evde
                                  kalan kadın ve kızı birçok kereler düşünmüş, fakat
                                  punduna getirememişti. Üstelik Çiloğlu’na çok yakındı.
                                  Çiloğlu ortadan kalkarsa, o evler de içindekilerle
                                  beraber kendisinin olacaktı. Bunu düşündükçe ağzının
                                  suyu akıyordu.  Şu Çiloğlu’nun oğlu Ahmet,  askere
                                  gideceğine  göre, geride tek kalan  Çiloğlu para verse
                                  de, vermese de mutlaka icabına bakacaktı.
                                        Bugün  Kurban  Bayramıydı. Hacı kimin kurban
                                  keseceğini bilmiyordu. Şu kendileri çıplak, evleri çıplak
                                  ahalinin kurban kesecek hali yoktu. Öyle bir ev çıkarsa
                                  o evde mutlaka para  ve erzak vardı. Zengin diye
                                  bilinenler bile kurban  kesecek durumda değildiler.
                                  Çiloğlu belki keserdi. Keserse, param yok dediği için
                                  Hacı daha fazla kin duyacaktı. Hacı, elindeki dürbüne
                                  ayar  verdi ve evleri bir  kere daha gözledi. Fakat çok
                                  şaştı. Ağzı kıllının evinin sekisinde iri yarı, saçlı sakallı
                                  biri oturuyordu. Kalabalığın arasında o iri yarı adam
                                  belli oluyor, adamın sakalı göğsüne kadar iniyordu.
                                  Ayrıca sekide bir kaynaşmadır gidiyordu.  Komşu
                                  Mustafa Efendi adamla konuşuyor, oğlu Ahmet’in
                                  elindeki ağızdan dolma tüfeğin namlusu parlıyordu.
                                  Kaynaşmadan Hacı ürktü.
                                      Hacı, Çiloğlu’nun, oğlu Ahmet, gelini ve karısı ile o
                                  sekide ne aradığını çok merak etti. Sekidekiler, o iri
                                  yarı sakallı adama sarılmış bırakmıyordu. Sakallı adam
                                  kim olabilirdi?  Evin kadını Möhübe ve kızı, adama
                                  sarılmıştı. Hacı gözlüyor ve dürbünden hiç  bir  şeyi


                                                           10
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23