Page 23 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 23

kızına bakıp duruyor, derinden derine göğüs
                                  geçiriyordu. Böyle hayat batsındı! Yıllarca tek başına
                                  kalmış, kızı Esma’yı büyütmüş, her  şeye göğüs
                                  germişti. Kimsesiz kızına bakıyordu ve gözyaşlarını
                                  göstermek istemiyordu. Kız Esma birden küçücük
                                  ellerini göğe kaldırdı ve yakarmaya başladı. Gözleri
                                  gökyüzünün engin derinliğinde, o söyleniyordu.
                                       “  Allah’ım! Hocalar bayramda  ki dualar tutar der.
                                  Allah’ım, hani nerede benim babam? Babasız çocuk
                                  mu olur. Babamı gönder Allah’ım. Göndermezsen bile
                                  bize de, babama da yardımını esirgeme! Babam nasıl
                                  bir adam, onu çok merak ediyorum, Babamı tek bir
                                  kere görsem de, babalar nasıl olur bilsem diyorum.
                                  Onu bir kere görmemi kısmet eyle.  Onu bize kavuştur
                                  güzel Allah’ım! “ diyordu.
                                      Yunus  Çavuş kızını ilk defa görüyordu.  Yüreği
                                  kabardı. Hele kızının yakarışı onu yaktı. Demek, kızı ve
                                  karısı dünyaya küstüler. Yunus Çavuş bu hale
                                  dayanamazdı. Koca  çavuşun gözlerinden yaşlar
                                  yağmur gibi inmeye başladı. Gözyaşları bitli sakalından
                                  yuvarlanıyordu. Oysa kızı Esma bu sefer de anasına
                                  yakınıyordu.
                                      “ Kız ana! Baba yok! Kurbanlık yok! Bayram şekeri
                                  yok! Hiçbir  şey yok. Birde  şekerler ziyan oldu. Bari
                                  şekerleri olsun ziyan  etmeseydik,  şimdi bayramlık
                                  yapardık. Şekerimiz olsa, babamız olsa, evimiz misafir
                                  ile dolsa o zaman bayrama bayram derdim. Şimdi kaç
                                  bayramdır baba  yok,  şeker yok,   misafir yok, böyle
                                  bayram mı  olur, bayram olmayınca yaşamak mı olur,
                                  ana kız ha? ”
                                      “ He ya! Baban yok, o bizi bırakıp gitti. Şimdi baban
                                  da evimizde olsaydı, dünyalar bizim olurdu! Kim bilir
                                  nerelerde kalmıştır. Hangi kovukta, hangi  siperde
                                  kalmıştır. Tek haberi dört yıl önce gelmişti. Böyle hayat


                                                           15
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28