Page 24 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 24
mı olur. İnsanın seveni yanında olmayınca, yaşamanın
ne kıymeti var? Yıllardır seni büyütmeye çalışıyorum.
Erkeksiz ev mi olur? Eşkıyalar, Ermeniler, kıtlık,
hastalık hep bizi buluyor. Kurtar bizi Allah’ım” dedi.
Artık onun da kızına göğüs gerecek, felaketlere
dayanacak hali kalmamıştı.
Kız Esma hala söyleniyordu.
“ Bayramda herkes sevdiklerini toplar. Sevdiklerimiz
ya asker, ya da hastalıktan ölüp gitmiş. Biraz şeker
bulmuş, bayrama saklamıştık, o da ziyan olup gitmiş.
Böyle bayram mı olur? Ana ben yatacağım.“ Böyle
diyen Esma kahrından ayakta bile durmak istemiyor,
dünyaya küs, toldaki mindere doğru yürüyordu.
Kızının acıklı haline kahrolan Möhübe onu yaşlı
gözlerle seyretti. Kızı daha bu yaşta, koca bir adam
gibi konuşuyordu. Fakat ne de olsa daha çocuktu. Ona
bir avuç şeker olsa da verebilse, belki susardı. Yüreği
sızlıyordu. Bayramlık diye sakladıkları şekeri ziyan
etmişlerdi. İki okka şeker nasıl da uçup gitmişti!
“ Kızım, ne bileceğin şekerin eriyeceğini. Şehirdeki
evin zerzembisinin rutubetle dolu olduğu hiç akla gelir
mi? O rutubette şekerin eriyip gideceğini kim akıl eder?
Şekeri güzelce torbaladım, bayram da şekerimiz olsun
diye tavana astım. Ne bileyim kızım, tavana asılı
şekerin eriyeceğini. Eriyip gideceğini! Benim
çocukluğumda evimizde hep şeker olurdu? Şekerin
eriyip gittiğini görünce yüreğime iniyordu “
Esma kız meyus, bitkin uzandığı yerden
söyleniyordu.
“ Senelerce babamı, aylarca şekeri konuştuk, ikisinin
de acısı içimizden çıkmıyor. Babam gitti, iki okka şeker
gitti. Hep kader diyorsun. Ne günahımız var da
kaderimiz böyle kötü yazılmış. Böyle kader batsın. Ben
babamı isterim. Babam nerede ki? Nasıl baba imiş te,
16