Page 29 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 29

sonra yeniden hıçkırmaya başladı. Hıçkırıklar içinde
                                  sarsılıp duruyordu.
                                      Hacı Mustafa Efendi de ne yapacağını bilemiyordu.
                                  Adamı daha bir dikkatle inceledi. Sonra birden irkildi.
                                  Bu adam eşkıya falan değildi. Elinde  avucunda
                                  büyüyen komşu Yunus’tu.  Arap diyarına savaşa gitmiş
                                  ve ondan bir daha haber alınamamıştı. Ancak dört yıl
                                  önce bir mektup gelmişti. Başka haber gelmeyince de
                                  Yunus’tan ümit kesilmişti. Yunus’un karısı ve  kızına,
                                  komşular sahip çıkmış ve ayrıca Çiloğlu ve karısı
                                  Emine hala elden geldiğince sahiplenmişler, hatta
                                  bazen ekmek aş yetiştirmişlerdi. Şu iri kıyım sakallı ve
                                  insanlıktan çıkmış yaratık, gerçekten asker Yunus
                                  olabilir mi idi? Hacı Mustafa Efendi’nin içi sızladı. Oğlu
                                  Mehmet ile Yunus aynı yaşta ve oğlu Mehmet
                                  Çanakkale’de  İngilizlere karşı savaşıyordu. Acep oğlu
                                  da bu kılıkta mı gelecekti. Birden koca sakallı adama
                                  yanaştı.  Eli ile tuttuğu sakallı başı kaldırdı ve adamın
                                  gözlerine dikkatle baktı. Gerçekten bu Yunus’tu. Saç
                                  sakal birbirine karışmış, sakalın bulunmadığı yerlerde,
                                  çektiği eziyetten olacak, derin çizgiler meydana
                                  gelmişti. Sakalın olmadığı yerde yer yer derin çizgilerle
                                  kaplı bir  yüz vardı. Ayakları çıplak ve sırtında ham
                                  kaputtan bir üst donu  görünüyordu. Adam koca elini
                                  kaldırarak Hacı Mustafa Efendi’ye dokunmak istiyordu.
                                  Eli boşlukta sallanıyor, nasırlı ellerin ucundaki tırnaklar
                                  kırık ve kirden simsiyah görünüyordu. Israr ile  bakan
                                  Hacı Mustafa Efendi, en sonunda Yunus’u tanıdı.
                                      “ Vay Yunus’um! “ dedi. Dedi de onu tuttuğu gibi
                                  kucaklayıp bağrına bastı. Yunus’un sert kıllarla kaplı
                                  sakalı Hacı Mustafa’nın yüzüne gözüne batıyor, oysa
                                  Hacı  Mustafa, Yunus’un yüzünden, sakalından
                                  defalarca öpüyordu. Yunus’un gözlerinden hala ip gibi
                                  yaşlar iniyordu. Boş durmuyor, Hacı Mustafa Efendi’nin


                                                           21
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34