Page 34 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 34

ve bin bir anı ile dolu mutlu günlerini yeniden
                                  yaşıyordu.
                                     Ahmet’ten bir kaç yaş büyüktü. Mehmet ile arkadaştı.
                                  Fakat Mehmet kendisi gibi  asker ve Çanakkale’de
                                  savaşıyordu. Daha yeni askere gidecek olan Ahmet ile
                                  de arkadaş ve candan dosttu. Onun sıcak ilgisine,
                                  sağlam    dostluğuna    güveniyor    ve    Ahmet’ten,
                                  yokluğunda olanı biteni öğrenmeyi kuruyordu.
                                        Esma bir sahan dolusu üzüm yetiştirdi. Bağlarının
                                  en güzel üzümleri ile birlikte gül üzümlerini toplamıştı.
                                  Babası bir kaç salkım üzümü birden yedi. Artık dünyayı
                                  başka bir göz ile görüyor, kavuştuğu sevgi  dolu bir
                                  dünyada yaşıyordu. Hele Esma gözlerini gökyüzüne
                                  kaldırıyor, bir şeyler mırıldanıyor ve sonrada babasına
                                  sarılıyordu. Tanrı babasını göndermişti.  Şeker yerine
                                  bol yemek gelmişti. Bayram, gerçekten bayram
                                  olmuştu.   Birbirine  durmadan     sevginin   gücünü
                                  gösteriyordu. Hayal görmediklerini bilmek için birbirinin
                                  elini yüzünü sakalını okşuyor, sevinçten uçuyorlardı ve
                                  aile sevgi dolu bir yumak olmuştu.
                                       Artık evlerinde babaları vardı. Korkuları dağılmış,
                                  ağaçlar,  kuşlar,   eşyalar,   bir  başka    güzelliğe
                                  bürünmüştü. Hayattan kopmuş insanlar, yeniden
                                  hayata başlıyor ve  yeniden hayata bağlanıyordu. Ana
                                  kız korkudan bağa taşınmamayı düşünmüşler, fakat
                                  kışı  nasıl  geçireceklerini  bilememişlerdi.   Korku
                                  yakalarından   düşmemiş,     yaşadıkları   hayat   bir
                                  cehennem olmuştu. Komşuları Hacı Mustafa  Efendi,
                                  asker emaneti diye kol kanat germiş, fakat yinede
                                  korku onları bırakmamıştı. Asker kaçaklarından, Gavur
                                  Hacı’dan, Ermeni komitalarından korkmuşlar, fakat
                                  şimdi kapı gibi babaları gelmiş, tüm korkularının yerini
                                  sonsuz bir mutluluk almıştı.



                                                           26
   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39