Page 292 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 292

seyrediyordu. Artık askere gözü arkada gitmeyecekti.
                                  Gavur Hacı ölmüştü. Babası, ailesi, niyet ahalisi
                                  kurtulmuştu. Bu haberi ahaliye bildirmek, babasına
                                  müjdelemek istiyordu. Ölü kokusunun savrulduğu
                                  mağara ağzında durmak artık gerekmiyordu. Büyük
                                  müjdeyi niyet ahalisine duyurmak için bağlara, evlere
                                  inmeliydiler. Hemen uğursuz mağara ağzından
                                  uzaklaştılar.  Şükrü omuzladığı tüfeği ile önde, Ahmet
                                  onun    izine    basarak    yürüdüler.    Yürüyüşleri,
                                  konuşmaları, bakışları değişmiş, büyük işler başarmış
                                  insanlar gibi hallere girmişlerdi. Fakat aralarında ki sır
                                  yüzünden iki si  de çekingen davranıyor, ama bunu
                                  diğerine belli etmek  istemiyordu.  Halleri ile  Hacı’yı
                                  sanki yılanlar değil de kendileri yok etmiş gibi tavırlarla
                                  Ak Ev’e indiler.
                                      İlk rastladıkları kişi Nazmiye Nine oldu. Nazmiye
                                  Nine sanki  bilmiş gibi cılga yolu gözlüyordu. Elindeki
                                  orağı sallayarak onları karşıladı.  İple tutturulmuş
                                  şalvarı göğsüne çıkıyor, çileden bembeyaz olmuş
                                  saçları rüzgarda dalgalanıyordu.  Şare  şare yarık
                                  ayaklarına, sıcaklar, dikenler işlemiyor, fakat o yine de
                                  yere sağlam basıyordu.
                                      “ Hey siz! Nereden geliyorsunuz? Gavur Hacı size
                                  kötülük yapabilir. Fakat bir kaç gündür o da  etrafta
                                  görünmüyor. Bu gün de yok. Eğri Kaya’da da, Boncuk
                                  Kuyu’da da yok. Sahi, siz nereden geliyorsunuz? “ diye
                                  merakını gidermek için soruları sıraladı.  Şükrü den
                                  önce Ahmet konuştu.
                                       “  Öldü,  öldü!  Gavur  Hacı öldü Nazmiye Nine!
                                  Yılanlar sokup öldürdü. Millet kurtuldu. Sen de bizlerde
                                  kurtulduk “  dedi. Bunu niyet ahalisi iyice duysun diye
                                  sesini alabildiğine yükselterek söylüyordu. Ses Ak Ev’in
                                  duvarlarına    çarptı.   Sonra    yankılarla    kayısı
                                  ağaçlarından, dağdağanlardan, cehri çalılarından üzüm


                                                           284
   287   288   289   290   291   292   293   294   295   296   297