Page 298 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 298

Hacı nihayet belasını bulmuş ve ortadan kalkmıştı.
                                  Bunları aklından geçiriyor, babasına, Emine Ana’ya,
                                  kalabalığa laf yetiştiriyor, olayı anlatıyordu.
                                      Şükrü bir kenara  çekilmiş sanki  o işlerin başı,
                                  başkahraman değilmiş gibi duruyor, kalabalığın bağırıp
                                  çağırmasını, dualarını izliyor, sevinçlerini gözlüyordu.
                                  Ahmet ise laf yetiştiriyordu.
                                     “  Aslında yılanlar Hacı’yı sokmasa,  Şükrü adamı
                                  vuracaktı. O Şükrünün eşeğini öldürdü. Şükrü intikam
                                  alacağım, eşeğimin ölümü bizim ölümümüz diye
                                  tutturmasa, biz hala bir şey yapamayacaktık. Fakat biz
                                  mağaranın yerini  öğrendikten sonra  Şükrü ile pusu
                                  kurmaya karar verdik. Mağara, Tembellerin evinin üst
                                  tarafındaki kayalıkta. Damlama Kaya’nın güney
                                  tarafında. Pusu yerini tayin ettik ve iki gece karamuk
                                  çalılarının içinde bekledik. Hacı bir türlü mağaradan
                                  çıkmadı. Sonunda dayanamayıp mağaraya girdim.
                                  Mağarada Hacı yüz üstü yatıyordu. Mağaranın
                                  duvarları kan izleri  ile  doluydu. Anlaşılan yılanlardan
                                  kurtulmaya çok uğraşmış, fakat bir türlü becerememiş.
                                  Kafasını, duvarlara vura vura ölmüş. Ölmüş de belasını
                                  bulmuş” diyor, akan terleri yağız yüzünde gezdirdiği
                                  mendil ile siliyordu.
                                      Gavur Hacı’nın ölümünü kalabalık böyle haber aldı.
                                  Mağaranın yerini herkes öğrendi. Demek kurnaz adam,
                                  o daracık ağızdan giriyor ve sabahleyin kimseler
                                  görmeden çıkıp gidiyordu. Karanlık basınca da
                                  mağaraya     döndüğünden     kimse    onun     nerede
                                  saklandığını bilemiyordu. Gavur Hacı bunca katilliğine
                                  rağmen, yine de insan elinden ölmemişti. Fakat en feci
                                  şekilde, başını duvarlara vura  vura ölüp gitmiş, feci
                                  ölümü ona mutlaka sonsuz acı vermişti.
                                      Kalabalık dağılmak istemiyor, birlikte duydukları
                                  acıların karşılığını yine birlikte almak istiyordu. İnsanlar


                                                           290
   293   294   295   296   297   298   299   300   301   302   303