Page 53 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 53

önleyemiyor. Devlet onların saltanatına son verecek
                                  yerde, asker kaçağı diye Müslümanları alıp götürüyor.
                                  Gideni de Divan-ı harp mahkemesi kurşuna diziyor.
                                  İçimizde asıl zarar  veren, yanlış yapanlar  dururken
                                  bizimkileri yakalayıp cezalandırıyorlar. Vay halimize!
                                  Böyle idare mi olur? Ermenilerin saldığı korkuya,  son
                                  verecek yerde, yokluk ve hastalık içinde  kıvranan,
                                  korku ve dehşet içinde yaşayan bizleri cezalandırıyor. “
                                       Tembellerin Sadık emmi söyleniyordu.
                                       “  Bizim  dükkan  komşularımız vardı. Babalarımız,
                                  dedelerimiz çok iyi komşuluk ettiler. Babam çok kere
                                  onlardan ödünç para  alıp verdi.  Onlar da çok kere
                                  bizden alıp verirdi. Fakat son zamanlarda adamlara bir
                                  şeyler oldu. Her gün sabahleyin birbirimizi selamlarken,
                                  selam vermez oldular. Bu halleri çok canımı sıkıyor. Ne
                                  yapalım, bir şey diyemiyorsun! ”
                                        Ahmet, Hacı emminin söylediklerine ilave etti.
                                       “  Ermeniler  devlet  kuracakmış, devlet! Binlerce yıl
                                  önce Romalıların, Bizanslıların kölesi iken, Türkler
                                  onları tebaa yapmış. En kıymetli tebaa gözü ile bakıp
                                  beslemiş.  İmparatorluk memleketin gerçek sahibi
                                  Türkleri bile ciddiye almamış. Türklere ve diğer
                                  kavimlere karşı hep Ermenileri kayırmış. Oysa askere
                                  giden vergi veren Müslüman Türklerdi. Şimdi Ermeniler
                                  ordumuza ve Türklere  arkadan saldırıyor. Araplar da
                                  aynısını yapıyor, harp içinde onlar da arkadan
                                  saldırıyor. Varını yoğunu satıp, silah almaya uğraşan
                                  Ermeniler, felaketleri hazırlıyor, kavm-i Sadıka,
                                  padişahına karşı silahlanıyor. “
                                        Konuşmalar devam edip gidiyordu.
                                        Sekinin  uzak  bir  köşesinde Nazmiye  Nine yastık
                                  taşına tünemiş, ötmedekileri  seyrediyor ve  Yunus
                                  Çavuş’u can kulağı ile dinliyordu. İçinden “ Dünyaya bir
                                  kere daha mı geleceğiz. Yaşadığımız hayat, hayat


                                                           45
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58