Page 51 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 51
“Araplar çok insafsız davranırlar. Altın için her şeyi
yaparlar.”
“Doğrudur. Susuzluk, yokluk bir yana, sağ kalmaya
uğraşıyorduk. Fakat Tanrı bize yardım ediyordu. Çöl
bizi de ezip bozdu. O gün aradaki tepenin kalkması,
belki de hayatımızı kurtardı. Fakat fırtına durmadı. Bizi
de içine aldı, gündüz gece kumların altında kaldık.
Ama ertesi gün berrak bir hava oldu. Artık ne rüzgar
vardı, ne de fırtına. Mezardan kalkıyor gibi, kumların
altından kalkan kalkana. O ıssız çöl bayram yerine
döndü. Bize pusu kurup öldürmeye gelenlerin kırbaları
elimize geçti. Su bu kadar mı lezzetli olurmuş? Irmaklar
olsa içip bitirecektik “
“ Dünyanın dört bir yanında savaşıyoruz. Kimi kum
çöllerinde, kimi Kafkasların karlı buzlu dağlarında.
Neden savaşıyoruz, ne için savaşıyoruz, Ermeniler
neden ayaklanıyor, bilen anlayan yok. Fakat durmadan
şehit veriyoruz. Yunus Efendi oraları terk edip
gelmesen, belki de sen de şehittin. Şükür
kavuşturana.”
“ Son olarak kumandanımız şehit oldu. Şehitlerimizi
leş kargaları gibi Araplar soyuyordu. Onlar çöle yatkın
insanlardı. Çölün şartlarına uyuyorlardı. Ancak biz öyle
değildik. Bizler Anadolu’nun yaylalarından çöllere indik.
Bir kere iklim bize çok sıkıntı veriyordu. Buna rağmen
dayandık. Arkadaşlarım da bende kahramanca
savaştık. Birliğimizin dağılmasından sonra toplanma
yerini bir türlü bulamadık. Her yer birbirine benziyordu.
Ancak yönümüzü denize döndürünce vahaları bulduk.
Sonra da durmadan yürüdük. Artık geceleri yürüyor,
gündüzleri saklanıyorduk. Arap çeteleri ile
karşılaşmamak için geceleri yürümek daha emin
oluyordu. “
43