Page 119 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 119

İsmail Çevik | Dünya Ertesi
            ve çok uzakta olduğu anlaşılan dağ eteklerinde koşturmaktı hepimizin niyeti. Ger-
            çekleşmeyince yan yana oturuyorduk bütün çocuklar, çıkış kapısının hemen önünde.
               Yine böyle bir günün sonunda eve döndüğümde uzun süredir görmediğim bir
            şeyle; abimle annemin yine hararetlice tartışıp bir karar almaya çalıştıklarını gördüm.
            Heyecanlanmıştım elimde olmadan. Oturup dinlemeye başladım. Abim bu gece
            birkaç aileyle beraber buradan kaçıp büyük bir şehre gitmemizi, bunun için de her
            şeyin hazırlandığını anlatıyordu. Alanın sonunda bir yerde tel örgüler bu gece kaçmak
            için çoktan kesilmişti. Bu fikir bana da çok güzel ve yapılmaya değer gelmişti. Farklı
            yerler görme arzusu ve heyecanlı olacağı hissi beni garipleştirmişti. Hemen ortaya
            evet abi kaçalım diyerek atlamıştım. Bunu dememle abimin sinirli bakışları üzerime
            çevrilmişti. O an süt dökmüş kedi gibi bir köşeye çekildim ve içimden annemin kabul
            etmesini bekledim. Abim orada daha güzel bir hayatın bizi beklediğini, güzel bir eve
            geçeceğimizi, benimde artık okula gidebileceğimi kısacası eski hayatımızdan daha
            güzel bir hayata kavuşacağımızı durmadan anlatıp durdu. Annem en sonunda razı
            gelmiş gibi başını olur manasında birkaç kez sallayıp ellerini açıp dua etmişti.
               Gece yarısı olduğunda görevlilerin olmadığı bir vakitte yanımıza birkaç bohça ve
            biraz yiyecek alarak birkaç komşu aileyle kesilmiş tel örgülerden sırayla çıkıp hızlıca
            uzaklaşmıştık. Örgülerden başımı diğer tarafa çıkardığım an içim bir kuş kadar hafif-
            lemişti. Kaldığımız yerde güvendeydik ve ihtiyaçlarımız karşılanıyordu lakin ilk önce
            abimi olmak üzere yeni ve güzel bir hayatın kurulması hepimizi umutla donatmıştı.
            Bu fikir hayır denilecek bir şey değil gibi geliyordu bana. Bu şekilde bizi sonunda
            nelerin beklediğini bilmediğimiz bir yolculuğa tel örgülerin içinden çıkarak başladık.
               Sabaha kadar hem şehre yakın olacak hem de saklanabileceğimiz bir yerde bekle-
            dik. Sabah olunca da bizimle birlikte kaçmış aileler birbirleriyle tek tek helalleşerek
            ayrıldı. Kendi ailemizle kalmıştık şimdi tamamen yabancı olduğumuz bu şehirde. Vakit
            öğlen olunca artık iyice şehrin içinde gezmeye sağa sola bakıp öğrenmeye başladık.
            Merak hissini çokça içimde taşıdığımdan bizim oralardan daha farklı ve daha güzel
            olan bu şehir dikkatimi hemen çekmişti. Binaları, yolları, parkları bizimkinden tama-
            men farklıydı. Böylelikle bir hafta gündüzleri şehrin içinde dolaşıp durduk. Ben tam
            artık bu şehirde yeni hayatımıza başlayacağımızı düşünürken abim yarın İstanbul’a
            gidiyoruz demişti parkta uyumaya çalıştığımız bir gece.

               İstanbul,
               Orası neresiydi acaba dedim içimden. Daha güzel ve daha büyük müydü acaba
            buradan? Abimin böyle gizemli söylemesi beni meraklandırmaya yetmişti. Sabah
            olunca anneme her şeyi anlatırken buldum abimi. Kalan son paralarımızla gidecek-
            tik. Gidişimiz üstü brandayla kapatılmış bir kamyonetin kasası içinde olacaktı. Bizim


                                                                                    119
   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124