Page 215 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 215
Yüzmeyi Bilmeyen Balık Okyanusa Esir Olur
Merven ur Ülker
“Bir varmış bir yokmuş.” diyerek başlar tüm masallar. Bir yokmuş hep yokmuş
aslında tüm umutlar. Kayıp nabızda değil, ruhta başlarmış. Gerçekler yüzüne tek tek
vururken bu hayatta. Kalbin hiç durmadan çarparmış. Siyah ve beyaz, iki zıt renk, iki
zıt kişilik; yaşamın iki gerçeği, olmazsa olmazı.
Gri, siyah ve beyazla yaşayanların hikayesi. Ne çok masum ne de çok katil hayatının;
tam ortasında, ruhsuz. Pes edenler, kaybedenlerin rengi; yaşamın tam ortası. Soğuk
kaderinin bedenine işleyişi, iliklerinin titremesi, hücrelerinin intiharı; kaybedenlerin
anahtarı. Bir ışık değil, karanlığa açılan bir tünel ve bu tünelin sonu hep ölüm ile biter.
Yaşanan ve yaşanacak olan gerçekler. Kalp atışları. Her ağlayış, her yok oluş bu
dünyadan. Binlerce kez dirilen beden sahibi, ruhunun cenazesi kaldırılmış. Nefessiz
kalan binlerce hücre seni esareti altına almış. Susmak için çırpınan kelimeler boğa-
zında bir yumru olarak kalmış.
“Anne!” diyerek çığlıklar dökülen o dudaklarından sadece bir dil yarası kalmış.
“Ah sevgilim ah! Bahanelere yalanlar kanmış.”
Sözcüklerin bir ip misali dolaşmış. Kelimeler yetmemiş anlatmaya kül olup yanmış,
mezarı taşlanmış. Ölüp ölüp dirilen beden sahibi bir kenara kıvrılıp yatmış.
“Hey acı! Yeni bir görevin var. Küçük adamın yüreğine yerleşme zamanı.”
Buruk yüreğe yerleşme zamanı gelmişti. İçine oturduğu yüreği bir anda parçalandı,
kül oldu. Ne zaman buruk bir gülümsemeyle dolaşan bur çocuğun yüreğine otursa
böyle oluyordu. Tüm bunlar Küçük Adam için oldukça fazlaydı.
Salıncakta sallanmak yerine, yakar top oynamak yerine acılar içinde kıvranan bir
bedeni görmek insanın yüreğini binbir parça haline ayırdı.
Atan kalp damarları patladı. Etraf kan gölüne dönerken küçük adam kalbinin
içerisinde annesini aradı.
“Anne!”
215