Page 217 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 217

Mervenur Ülker | Yüzmeyi Bilmeyen Balık Okyanusa Esir Olur
               “Anne.”

               Eli silahlı adam yutkundu. Bu ağır bir azaptı onun için. Yerde gözlerini sıkıca
            kapatan küçüğün yanına yaklaştı. Elini omzuna koydu.

               Tereddütü vardı ama bunu ona yansıtmamaya çalışarak
               “Tamam.” dedi. “Git.”
               Küçük Adam sıkıca kapattığı gözlerini araladı.

               “Gerçekten mi?”
               Hafifçe başıyla onayladı onu adam.
               Arkasından gelen seslerle hızla arkasını döndü.

               Elindeki tüfeği ona doğru doğrultan bir başka adamla karşılaştı.
               Hızlıca çocuğa dönerek
               “Kaç!” diye bağırdı.

               Küçük Adam hızla kalkarak koşmaya başladı. Koşarken arkasından gürültüyle pat-
            layan silahla yerinde zıpladı. Arkasını döndü. Yerde yatan ona “Kaç!” diyerek bağıran
            adam kanlar içindeydi. Yutkundu küçük adam. Kendisi yüzünden olduğunu düşündü.
               Yerde yatan cansız bedene odaklıyken hala gözleri, eli hareket etti o bedenin.

               “Git.” diyordu ona. “Git.”
               Aradan saniyeler geçti. Hala orada duruyordu küçük adam, gitmemişti. Ona yardım
            eden adamın eli hareket etmeyi bırakmıştı bir süre sonra.
               O artık tam anlamıyla ölmüştü.
               Kulaklarına gürültüyle ulaşan bomba sesleriyle hızla uzaklaşmaya başladı. Küçük
            Adamın kulaklarının işittiği ses sadece patlama sesleri değildi. Onun işittiği ses
            insanlığın yasıydı. Karanlıkta yolunu arayan insanların ışığının bombalanmasıydı
            aslında her şey. Onlar için tek bir şey ifade ediyordu tüm bu yaşananlar “kan”.Ama
            Küçük Adam için birden çok şey ifade ediyordu aslında. Mesela kimsesizlikti bunun
            adı. Yaşam sonsuz bir evrendi onun için. Ama bazen bu evren sınırlarla doluydu,
            sınırsız olmasına rağmen. Ve bu sınırlarda yapman gereken şeyler vardı. “Sevdiğin
            birisini feda etmekti” bu yolda.
               Annesinin seslerini işitti kulaklarında, dudaklarından dökülen her bir kelime
            onun için altın değerindeydi. Çünkü ona ne kadar yakın olsa da duyamayacak gibiydi.
            Ne kadar yakın olsa o kadar kandı onun için. Ve ne kadar yakın olsa da kimsesizlikti.


                                                                                    217
   212   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222