Page 38 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 38

Oysa ölüm bir kapıyı aralamaktı İbrahim için. Beyaz, sarı, mor, pembe çiçekler
            açmış bir bahçeye girmekti. Beyaz çiçeklerini açmış erik ağaçlarıyla, söğüt dalları,
            misafirperver güller, leylaklar ve akasya ağacının çiçekleriyle dolu bir bahçede yürü-
            mekti. Bir iğde ağacının altında bekleyen ilk sevgilinin ölümsüz gülümseyişi ile kar-
            şılanmaktı. İğde ağacının cennet kokusu sarmışken bahçeyi, Ayşe’nin ayağa kalkarak
            kendisini karşılaması ve ışıldayan bir bardak su ikram etmesiydi ölüm. Kendisine su
            veren parmakları, uzun, ince, hassas, beyaz, narin, ürkek parmakları izlemek gibi,
            sevgilinin eline ilk defa dokunmak gibi, bilmediği bir sevginin içini sarması gibi bir
            şeydi. Toprağın yumuşaklığına benzeyen, cömertliğine, güneş altında tüten buğusuna
            benzeyen sevgilinin yanağına bir dokunuştu ölüm. Rüzgârın bitmez tükenmez şarkıla-
            rıyla uçuşan saçlarını bir şiir gibi düzeltmesi Ayşe’nin, beyitlerin büyülü bitişlerinde,
            kafiyelerin ardındaki boşluklarda bir sessizlik, karşılıklı bir rıza ve kabulleniş, susuş,
            alışık olmadığı bir huzurun içini sarması ve sevgiliyi ilk defa öpmek gibi bir şeydi
            ölüm İbrahim için.









































            38
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43