Page 53 - Halil Edhem
P. 53

46  124                      KAYSERø ùEHRø                             39


               oldu÷undan  Kayseri’nin vâlisi ve emniyet  müdürü  bulunan Celâleddin Kayser
                            113
               adÕnda bir emîr  tarafÕndan Kral Leon’a kÕymetli bir hediye verilmek gibi, kabul
               olunan tedbir sonunda, adÕ geçen kralÕn savaú meydanÕndan çekilmesi üzerine, Melik
               Mu÷iseddin Tu÷rulúah da kardeúinin o÷lunu bÕrakÕp  gitti. Böylece, yalnÕz kalan
               Alâeddin Keykubâd, kuúatmayÕ sürdürmeden vazgeçmeye zorlanarak,  ordusuyla
                                                                             114
               Ankara tarafÕna hareket edip, Ankara Kalesi’ni aldÕktan sonra, içine kapandÕ . øúte,
               Sultan I. Keykâvus bu úekilde, kuúatmadan kurtulan Kayseri Kalesi’nden son derece
               úanlÕ görünüú ile çÕkÕp, Aksaray’a  u÷radÕktan sonra, Selçuklu  baúkenti olan
                                              115
               Konya’da sultanlÕk tahtÕna oturmuútur . AdÕ geçen sultan, Konya’da bir süre ülke
               iúleriyle u÷raútÕktan sonra, kardeúi Keykubâd’dan Ankara’yÕ almak üzere, o tarafa
               hareket  etti. Bir  süre kuúattÕktan sonra,  úehir halkÕ  kaleyi teslim etti. Alâeddin
               Keykubâd da tutuklanarak Malatya’ya  götürülüp, önce orada bulunan  «Minúar»
                                                                      116
               Kalesi’nde ve  sonra «Kezirpert» adÕndaki kalede hapis edilmiútir .  øbn Bîbî,  bu
                                                                      117
               olayÕn tarihini vermiyor. Ebu’1-Fida, 609 (1212-13) yÕlÕnÕ gösteriyor .
                  øzzeddin Keykâvus,  Ankara’da kardeúleriyle u÷raúmakta  iken, Antalya’nÕn
               HÕristiyan halkÕ, bunu fÕrsat bilerek isyan edip,  KÕbrÕs HÕristiyanlarÕyla birleúerek
               Antalya’yÕ zaptetmiúlardi. BunlarÕ cezalandÕrmak üzere Keykâvus savaú açÕp,
                                       118
               Antalya’yÕ aldÕktan sonra ,  ordusunu Trabzon  ømparatoru  T. Alexis’in
               topraklarÕndan olan Sinop üzerine yönelterek burayÕ da almÕútÕr.
                                                                             119
                  øbni  Bîbî, Sinop’un fethini 611(1214)  yÕlÕ kasÕmÕn ikisinde gösteriyor . Bu
               fetih,  øslâm  tarihinde önemli  olaylardan sayÕldÕ÷Õ için,  özel bir elçilikle, Abbasi

                  113  Bu Emîr’in adÕ, Konya’da bir yol yapÕmÕna ait olan bir kitabede ve Tevhîd Bey’in TOEM’da (yÕl,
               1, 1326, s. 254) yayÕnladÕ÷Õ Sinop Kalesi’nin yapÕlÕúÕna ait di÷er bir kitabede geçmektedir.
                  114  Ermeni tarihçileri, Leon’un Kayseri KuúatmasÕ’nda bulundu÷una ait birúey söylemiyorlar.  øbn
               Bîbî’de ise, açÕklamalar vardÕr.
                  115  øúte, bu sÕrada idi ki, I. Keyhüsrev’in cenazesini Lâskâris Konya’ya gönderdi, øbn Bîbî, Farsça
               Selçuknâme, s. 47.
                  116  «El-Minúâr», a÷aç biçen testere anlamÕna gelir. FÕrat yakÕnÕnda bir kaledir, (Yakut,  Mucemü’l-
               Baldan). MercidabÕk SavaúÕ’ndan sonra, Sultan I. Selim’in eline geçen kalelerden biridir, Tacü’t-Tevârih,
               c. 2, s. 339. «Kezirpert»in yerini tâyin edemedik. Pert (piret), Ermenice «kale» demektir. AdÕ geçen yer
               hakkÕnda, Adana  Lisesi Ö÷retmeni Niyâzi Bey’in vermiú oldu÷u bilgilere göre, Divân-Õ Hümâyûn
               defterinde 979(1571-72) tarihli belgede Malatya Sanca÷Õ nahiyelerinden biri  «Gederbid»  olarak yazÕlÕ
               olup, X. (XVI) yüzyÕlda yapÕlan bu sanca÷Õn tahrir defterlerinde de «Gederbit» nahiyesinin birçok köyleri
               gösterilmiútir ki, bunlarÕn bazÕlarÕ úimdi vardÕr.
                  117  Ebu’I-Fida, bu münâsebetler (c. 3, s. 120) ayni yÕlda Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn Sivas’Õ kuúattÕ÷ÕnÕ,
               fakat Keykâvus’un Eyyûbi  meliklerinden Adil o÷lu Melik Eúrefi yardÕma ça÷ÕrdÕ÷ÕnÕ haber alÕnca,
               kuúatmayÕ bÕrakÕp, gitti÷ini ve 610(1213-14)’da Keykâvus’un amcasÕ Tu÷rulúah’Õn ülkesi olan Erzurum
               ve ba÷lÕ yerlerini ele geçirdi÷ini ve hatta, Tu÷rulúah’Õ öldürdü÷ünü yazÕyor. sa da, bu bilgiler yanlÕú olsa
               gerekir. Çünkü, Keykâvus’un ölümünde Tu÷rulúah’Õn da hayatta oldu÷unu, hatta sultan seçilmesinin bile
               söz konusu oldu÷unu øbn Bîbî yazÕyor (Farsça Selçuknâme, s. 83). Yine Ebu’1-Fida, 711 (1311) olaylarÕ
               arasÕnda (c. 3, s. 122), Kral Lâskâris’in Türkmenler tarafÕndan esir edilerek, øzzeddin Keykâvus’a teslim
               edildi÷ini ve babasÕ Keyhüsrev’in  úehit edilmesine neden olmasÕndan dolayÕ, Keykâvus bunu asmak
               istemiúse de, önemli bir can kurtarma akçasÕ vermek ve bazÕ kaleleri bÕrakmak suretiyle kurtulabildi÷ini
               bildiriyor.  øbn Bîbî’de buna ait hiçbir bilgi yoktur. Muralt’Õn Kronoloji’de, Bizans tarihçilerinden
               Paohymeres’e dayanarak, bu olayÕ 1214 yÕlÕnda göstermesi de do÷ru olamaz. Çünkü, bu eser, 1261’den
               1308 yÕlma kadar olan bir zamanÕ içine alÕr. Lebeau, bu görüúün yalnÕz, batÕ tarihçilerinde yer aldÕ÷ÕnÕ, c.
               17, s. 299’da açÕklÕyor. Fallmerayer,  Trabzon  ømparatorlu÷u Tarihi’nde (Alm.  )  bu söylentiyi
               yorumlayarak, Ebu’l-Fida’nÕn bu olayÕ, Sinop’un alÕnÕúÕyla karÕútÕrmÕú oldu÷unu sanÕyor (s. 92).  AynÕ
               olayÕ, Deguines de, Hunlar Tarihi’nde (c. 2, kÕsÕm, 11, s. 57’de) aktarÕyor.
                  118  Antalya’nÕn alÕnÕúÕnÕ,  øbn Bîbî ve di÷er tarihçiler  bildirmiyorlar. Sinop’un alÕnÕúÕndan önce
               oldu÷una göre, Huart’Õn 612(1215) tarihini yazmasÕ do÷ru olamaz (Epigraphie, s. 18).
                  119   øbnü’1-Esør, Ebu’1-Fida ve  øbn Haldun, Sinop’un  fethi tarihini bildirmiyorlar. YalnÕz, Ebu’l-
               Ferec, Süryanice tarihinde 611(1214) yÕlÕnÕ göstererek, bu sarada Sinop Hâkimi Kir AIexis’in
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58