Page 61 - Halil Edhem
P. 61

54  132                      KAYSERø ùEHRø                             47


               kendisine timar olarak verildi. øúte 625(1228) yÕlÕnda Erzincan da, Selçuklu ülkesine
               katÕlarak, Selçuklu sultanlarÕyla akraba olan Mengüceko÷ullarÕna son verilmiú
                   150
               oldu .
                  Erzincan’Õn alÕnÕú yÕlÕnda, Alâeddin Keykubâd  «Kögonya»yÕ da almÕútÕr.
               Kögonya, bugün ùarkî-karahisar veya ùebinkarahisar adlarÕ verilen kasabanÕn eski
                    151
               adÕdÕr . BurasÕ Erzincan Meliki Davudúah’Õn kardeúi Muzaffereddin Mehmed’in
               emrindeydi. Sultan Alâeddin, bunu esir ederek, kendisine KÕrúehir’i, Arapsun gibi
                                                      152
               bazÕ bölgeleri ile birlikte timar olarak verip , Fahreddin Süleyman,  øzzeddin
               Siyâvuú ve NasÕreddin Behramúah adÕndaki  üç o÷luyla birlikte oraya gönderdi.
               Muzaffereddin, ömrünün sonuna kadar, orada  kaldÕ. KÕzlarÕndan birini II.
               GÕyâseddin Keyhüsrev’le evlendirdi÷ini øbn Bîbî Selçuknâme’de (s. 153) söylüyor.
                  YukarÕda anÕlan fetihlerden sonra, o yörede artÕk yalnÕz Erzurum kalmÕútÕ. Fakat,
               burayÕ almadan önce, Sultan Alâeddin  bazÕ önemli iç  meseleleri çözüp, sonuca
               ba÷lamak istedi. Çoktan  beri Alâeddin  ùam’da, Halep’de  ve  Elcezire’de hüküm
               süren birçok Eyyûbî hanedanlarÕyla ba÷ kurmak isterdi ki, yukarÕda görüldü÷ü gibi,
               Melik Adil’in kÕzÕ Melike  Adile’yi almasÕ  da buna dayanÕyordu.  øúte, Alâeddin,
               Erzurum’u almaya giriúmeden  önce, Melike Adile’den olan  øzzeddin KÕlÕçarslan
               adÕndaki o÷lunu, gerek takip etti÷i bir özel siyâsete, gerekse melikenin zorlama ve
                                                  153
               ÕsrarÕna uyarak, saltanata veliaht tâyin etti . Ancak, baúka karÕsÕndan olan büyük
               o÷lu GÕyâseddin Keyhüsrev’i bu iúte bir engel görmesiyle,  bunu  hem  gönlünü
               almak, hem de uzak bir yere göndermek gerekti÷inden, kendisine Erzincan yöresini
               verdi.  øbn Bîbî’nin sözüne  göre, Erzincan HükümdarlÕ÷Õ’nÕ verip, yanÕna atabey
               tâyin eyledi÷i, Emîr Mübârizeddin Ertokuú kanalÕyla Erzincan’da tahta oturttu. Bu
               olaylarÕ Sivas’dan izleyen Sultan Alâeddin, Keyhüsrev’in artÕk Erzincan’a
               yerleúti÷ine tamamiyle kanaat getirince, âdeti üzerine, Kayseri’ye gelip, bir süre
               burada kaldÕ.
                  øúte  bu sÕrada, Sultan Alâeddin’in Harezmúahlardan Celâleddin Mengüberti ile
               münakaúasÕ baúgösteriyor. BaúlangÕçta, bu iki sultan, birbirlerine elçi göndermiúlerdi
               AralarÕnda görünüúte bulunan dostluk, öyle bir noktaya gelmiúti ki, Sultan
                                                                                 154
               Celâleddin, yakÕn akrabasÕndan bir kÕzÕ GÕyâseddin  Keyhüsrev’e niúanlamÕútÕ .
               Fakat, bu uyum  ve  sevgi çok  sürmedi.  Çünkü,  Celâleddin Harezmúah, Melik
                                            155
               Eúref’in topraklarÕndan olan Ahlat’Õ  kuúatma ile aldÕ÷Õndan, Melik Eúref buranÕn

                  150  Erzincan’da Mengüceko÷ullarÕ Hükümeti hakkÕnda, MüneccimbaúÕ’nÕn «Camiü’d-düvel’de
               (Umûmu Ktp.’de  yazma nu: 5019), oldukça bilgi vardÕr. Mengüceklerin di÷er bir kolu da Divri÷i’de
               hüküm sürmüú olup, bunlarÕn da 626 (1229) tarihinde Alâeddin Keykubâd’Õn himâyesi  altÕnda
               bulunduklarÕ, oradaki Ahmedúah Câmii’nin kitabelerinden anlaúÕlÕyor. Bkz. Houtsma,  Revve Orientale
               adlÕ mecmuada «Mengüceko÷ullarÕ Sülâlesi» baúlÕ÷Õyla Fr. makale, (1904), s. 277. Corpus, Sivas-Divri÷i
               Kitabeleri, sikkeleri için de  meskûkât kataloglarÕna bakÕlabilir. Sultan Alâeddin,  fetihten sonra
               Erzincan’Õn kalesini yeniletti÷i, Kâtip Çelebi’nin Cihannüma’sÕnda. (s. 424) yer alÕr.
                  151  Bu yerin, esasen adÕ «Kolonya»dÕr. «Kögonya», bundan de÷iútirilmiú olacaktÕr. Bu yer hakkÕnda
               bkz. Cumont, Stadia, Pantica (Fr. ), s. 296. Tevhid, Menâzirü’l-Avâlim’e dayanarak, Katalog’da, s. 437.
               Corpus, Sivas-Divri÷i Kitabeleri, s. 65, not, 3.
                  152  KÕrúehir’de Melik Fahreddin Behramúah o÷lu Muzaffereddin adÕna olarak, II. øzzeddin Keykâvus
               zamanÕnda yapÕlmÕú güzel bir medrese vardÕr.
                  153   øbn Bîbî’nin Farsça  Selçuknâme’de (s.151):  «ùam  Vîlâyeti’nde Melike Adile’den olan
               Rükneddin’i aday kÕldÕ» demesine bakÕlÕrsa, Alâeddin’in Melike Adile’den bir ikinci o÷lu daha vardÕ.
                  154  Keyhüsrev’in bu kÕzÕ alÕp almadÕ÷ÕnÕ bilmiyoruz. øleride görülece÷i gibi Keyhüsrev’in, Gürcistan
               Melikesi Rosudan’Õn kÕzÕ ve 635(1237-38)’de Halep Sâhibi Melik Aziz Muhammed’in  kÕzÕ «Gâziye
               Hatun» ile evlenmiútir.
                  155  Arap tarihçileri bu úehre «Hilât» adÕnÕ veriyorlar.
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66