Page 64 - Halil Edhem
P. 64
134 KAYSERø ùEHRø 49 KAYSERø ùEHRø 57 135 50
Mo÷ollar, daha Cengiz Han zamanÕnda batÕ ülkelerine do÷ru saldÕrÕya Bir Mo÷ol istilâsÕ olabilece÷inden, Alâeddin, do÷u tarafÕndaki sÕnÕrÕ daha çok
baúlamÕúlardÕ. Selçuklulara komúu olan ülkelerden KÕpçak, Gürcistan ve Ermenistan sa÷lamlaútÕrmak gayesiyle bazÕ önemli kalelerin de elde edilmesini gerek gördü. Bu
devamlÕ tehdit altÕnda bulunuyordu. Selçuklu ülkeleri; Irak, El-Cezire, hatta arada bulunan Ahlat Kalesi 631 (1234)’de ele geçirildi. Bundan dolayÕ eski müttefiki
Suriye’de büyük bir felâketin do÷aca÷ÕnÕ anlayarak korku ve telâú içinde idi. Cengiz olan Melik Eúref ile normal olarak arasÕ açÕldÕ÷Õ gibi, baúta MÕsÕr SultanÕ Melik
162
Han 624(1227) yÕlÕnda ölüp, yerine o÷lu Oktay ancak iki yÕl sonra ka÷an oldu. Kâmil Muhammed bulundu÷u halde, Suriye ve El-Cezire’de hüküm sürmekte olan
Cengiz’in istilâ hareketlerine, bu da aynÕ úekilde devam ile Harezm bölgesini ve bütün Eyyûbî melikleri hemen toplu bir halde, Alâeddin karúÕ saldÕrÕ için birleútiler.
Güristan’Õ eline geçirdi. Irak ve El-Cezîre’de birçok yerler alÕndÕ. Alâeddin, güçlü bir ordu ile 631(1234)’de Toros Da÷larÕ’nÕ aúÕp, Rum (Anadolu)
Ülkesi’nin sÕnÕrÕ olan ve AraplarÕn «Nehrü’l-Ezrâk» dedikleri Göksu geçitlerini
øúte, 629 (1232) yÕlÕnda idi ki, Anadolu’nun ve özellikle Selçuklu Devleti’nin tuttu. Buralarda meydana gelen çatÕúmalarda müttefik Eyyûbîler bozulduklarÕndan,
gelece÷i için çok önemli bir olay ortaya çÕktÕ. Mo÷ol karakollarÕ baúlarÕnda Melik Kâmil Kâhire’ye dönmeye mecbur oldu(130). Melik Kâmil’in ertesi yÕlda
163
Cormagun Noyân bulundu÷u halde, ilk defa olarak Anadolu’nun içinde Anadolu’ya yaptÕ÷Õ ikinci sefer de yine aynÕ yenilgiyle sonuçlandÕ. Eyyûbî
görüldüler. Ta Sivas yakÕnÕna kadar gelerek, geçtikleri yerlerde birçok adam hükümdarlarÕ arasÕnda bu sÕrada, bir kÕsÕm anlaúmazlÕ÷Õn ortaya çÕkmasÕ da, bu
164
öldürdüler veya esir ettiler. ùehir ve kasabalarÕ yakÕp yÕkÕp ve ya÷maladÕlar . duruma yardÕm etmiúti. Harput, Alâeddin’in eline geçti. Harran, Ruha ve Rakka da
Fakat, hemen geri döndüler.
geçici olarak iúgal edildi. Bu büyük olaylardan sonra, Alâeddin DiyarbakÕr’Õ ele
Sultan Alâeddin, bu Mo÷ol hücumlarÕnÕ, Gürcistan Melikesi Rosudan’Õn geçirebilmek için sÕkÕ bir úekilde kuúatmÕúsa da baúaramadÕ.
istekleriyle oldu÷unu zannetti÷inden Gürcistan’a karúÕ bir sefer yaparak, birçok Sultan Alâeddin’in ölümünden az önce, Mo÷ol hakanÕ tarafÕndan ùemseddin
kaleler almak suretiyle, melikeyi cezalandÕrmÕú ve baú e÷meye mecbur etmiútir . Ömer Kazvinî adÕnda bir elçi geldi. Hakan, bu elçiyle gönderdi÷i «yarlÕ÷»da,
165
166
Hatta, Melike Rosudan , sultanÕn sevgisini kazanmak üzere, kÕzÕnÕ sultanÕn büyük Alâeddin’in saltanatÕnÕ onaylÕyordu ki, zimnen (açÕktan olmayarak) kendisini emri
o÷lu GÕyâseddin Keyhüsrev’e vermeye karar vermiú, Alâeddin de, bunu yerinde altÕna davet etmek demekti . Âlâeddin, elçiye iyi davranarak, yarlÕ÷Õ saygÕyla
168
167
görmüútür . Keyhüsrev, tahta çÕkÕúÕndan sonra bu kÕzÕ almÕútÕr. karúÕladÕ. Gerçekten, bu hareketi siyâset icâbÕ çok akÕllÕca idi. Çünkü, geçici bile
olsa büyük bir tehlikeyi önledi. Alâeddin’in ömrü yetmiú olsaydÕ, ileride o÷lu
Anadolu’ya geliúleri meselesini TOE’nin yayÕnladÕ÷Õ OsmanlÕ Tarihi yazarlarÕ enine boyuna inceleyip, Keyhüsrev’in zamanÕnda görülecek felâketler pek olmazdÕ. Herhalde Mo÷ol
tartÕúÕyorlar (c. I., s. 541 vd. ). elçisinin Anadolu’ya gelmesi, Mo÷ol istilâsÕnÕn ve bundan dolayÕ Selçuklu
162 Cengiz Han’Õn ölümünü D’ohsson, Mo÷ol Tarihi’nde (c. 1, s. 381), 18 A÷ustos 1227 yÕlÕ olarak
gösteriyor ki, 624(1227) yÕlÕ ramazanÕnÕn dördüncü gününe denk gelir. Devleti’nin yÕkÕlmasÕnÕn ilk belirtileridir.
163 Noyân ve Noyîn, Mo÷olca oøup, úehzâdeye, sultanlarÕn akrabalarÕna ve büyüklerine verilen Sultan Alâeddin, hakana gönderece÷i hediyeleri hazÕrlamakta iken, birdenbire
unvandÕr. Bkz. Tercüme-i Burhân-Õ KatÕ Ferheng-i NâsÕrî. Süleyman, Lügât-it Ça÷atay ve Türk-i Osmanî, ölmüútür. YukarÕda saydÕ÷ÕmÕz fetihlerden sonra, Alâeddin, Kayseri’ye gelerek,
Bazen «Noyîn» úeklinde de yazÕlÕyor. øbn Mühennâ, Noyîn kelimesini «el-emîr» diye gösteriyor. önemli devlet iúleri ve devlet iúlerine görevlendirmeyle u÷raútÕ. Bütün devletin ileri
164 Sivas yakÕnÕnda bulunan «øbn Rahat» HanÕ’na kadar gelmiúlerdi ki, burasÕ, önce «Kervansaray-Õ
øsfehanî» adÕnda iken, sonra «Ribât-Õ Kemaleddin Ahmed b. Rahat» adÕ verilmiútir. Bkz. øbn Bîbî’nin gelenleri ve o aralÕk gelmiú olan çeúitli elçiler baúkentte hazÕrdÕlar. Kayseri’de
Büyük Tarihi, Ayasofya Ktp. ‘de yazma, nu: 2985, vr. 210. Bu yer bugün Sivas’da bulunup, «Darü’l- «Meúhediye OvasÕ» adÕ verilen yerde ordugâh kurularak bütün halk sevincini
Râha» (:Huzurevi) diye anÕlan bir tekkedir. Bkz. Corpus, Sivas-Divri÷i Kitabeleri, s. 26, 27, 28 ve not: 1. gösteriyordu. SultanÕn huzurunda düzenlenen bir ziyafette, sofraya konulan av
165 øbn Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 182-185. kuúundan Alâeddin bir lokma yemesi üzerine hemen durumunda bir de÷iúiklik
166 Gürcü Melikesi Rosudan (Do÷u tarihçileri çok vakit Resudan yazarlar), Melike Tamar meydana gelerek, tam bir sÕkÕntÕ içinde kendisini Keykubâdiye SarayÕ’na attÕ.
(Thamara)’Õn kÕzÕ olup, 1195’de do÷muú, 1223’den 1247 yÕlÕna (620-644) kadar hüküm sürmüútür. Mo÷ol
istilâsÕndan sonra da÷larda bir kaleye sÕ÷ÕnmÕútÕr. Fakat, Mo÷ollarÕn baskÕsÕna dayanamayarak, kendini
zehirlemek suretiyle intihar etmiútir. Bkz. Brosset, Gürcü Tarihi, zeyl, s. 430. Saint Martin, c. 1, s. 293,
385. Ebu’l-Ferec’in Süryanice Tarihi’ne dayanarak, kendini zehirlemeden önce, Rosudan’Õn øslâmiyet’i Gürcüler bunu yine bir hükümdar ailesine ait biriyle evlendirmek istemiúlerdi. Selçukluo÷ullarÕndan
kabul etmiú oldu÷unu söylüyor, Le Beau, c. 17, s. 460. Erzincan Meliki KÕlÕçarslan o÷lu Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn genç bir o÷lu vardÕ. Mu÷iseddin, elçiler
167 øbn Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 184’de, Melike Rosudan’Õn a÷zÕndan úu sözleri yazÕyor: «Komúu göndererek, melikeyi (Rosudan’Õ) o÷luna istedi. Gürcüler ise, melikenin bir Müslüman’a varamayaca÷ÕnÕ
ülke olan øslâm (Anadolu Selçuklu) Meliki GÕyâseddin Keyhüsrev ile evlenen kÕzÕm ki, Selçuk’un belirttiklerinden, Mu÷iseddin, o÷lunun HÕristiyanlÕ÷Õ kabul ederek melikeyi alaca÷ÕnÕ bildirdi ve o÷luna
neslinden David’in soyundan do÷up, yetiúendir.» [Bkz. M, Öztürk tercümesi, c. I, s 424 ve c. II, s. 36-37; da HÕristiyan olmasÕ için emretti. Bunun üzerine, Gürcüler de, evlili÷e razÕ olduklarÕndan, genç úehzâde,
Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, s. 414-415.] Bundan anlaúÕlÕyor ki, kÕzÕn babasÕ Selçuklulardan babasÕnÕn emrine uyarak, HÕristiyanlÕ÷Õ kabul ile melikeyi aldÕ. Ancak, melike kendi kölelerinden birini
«Dâvûd» adÕnda biridir. Fakat, bu Davud kimdir? Ahmed Tevhîd Bey, bunun Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn de seviyordu. KocasÕ, bir gün ikisi bir arada olduklarÕ halde bunlarÕ yakaladÕ. Melikeyi azarladÕ÷Õndan,
ikinci o÷lu olabilece÷ini bize sözlü olarak söylemiúti. Bu konuda yapmÕú oldu÷umuz inceleme de, bu melike gücenmiú olarak, kocasÕnÕ bir baúka úehire gönderip, hapsettirdi. Fazla olarak, «Âlân» âilesinden
görüúü bir dereceye kadar do÷ruluyor. Bilindi÷i gibi, Gürcü Melikesi Melike Tamar (Thamara)’Õn kÕzÕ iki genç erkek getirterek bunlardan birini, eú aldÕ. Bir süre sonra bunu da bÕrakarak, Gence’den getirdi÷i
Rosudan, I. Alâeddin Keykubad’Õn amcasÕ olan Melik Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn bir o÷luyla evlenmiúti. bir Müslüman ile evlenmek istediyse de, emîrleri buna úiddetle karúÕ çÕktÕlar. Bununla birlikte, melike
Bu, Tu÷rulúah o÷lu Cihan-úah olamayaca÷Õndan, tarihçilerin adÕnÕ yazmadÕklarÕ ikinci o÷lu olmasÕ gerekir bunu sevmekte devam etti. «Bu olaylar hakkÕnda bkz. Defremery, Journal Asiatique, sene 1849, c. 14, s.
ki, øbn Bîbî’nin «Dâvûd/Davîd» dedi÷i bu olacaktÕr. Brosset, Gürcü Tarihi’nde (kÕsÕm 1, s. 506, not, 2) 485, 490 ve 508. øbn Bîbî’de bu olay hakkÕnda hiçbir söz olmadÕ÷Õ gibi Brosset’in Gürcü tarihçilerine
Rosudan’Õn tahta oturuúunun ikinci veya üçüncü yÕlÕnda yani 1225 veya 1226 tarihinde (622 veya 623) dayanarak, topladÕ÷Õ geniú Gürcü Tarihi’nde de (kÕsÕm 1, s. 501), Rosudan’Õ alan Selçuklu úehzâdesinin
evlenmiú oldu÷unu zannediyor. Ebu’l-Ferec, Süryanice tarihinde 624(1227) ve øbnü’1-Esir øse, 620 HÕristiyan oldu÷una ait bir kayda rastlanmÕyor. Hâlbuki, böyle bir úey olmuú olsaydÕ, bunlar övgü ile
(1223) ve 623(1226) yÕllarÕ olaylarÕ sÕrasÕnda gösteriyorlar. øbn Haldun, (c. 5, s. 136), Sultan Celâleddin yazmazlar mÕydÕ? Bununla beraber, øbnü’l-Esir’in bu anlatÕsÕnÕ bazÕ durumlarÕ hesaba katmak úartÕyla
Harezmúah’Õn Gürcistan’daki fetihlerinden sonra, orada hapis bulunan ve Rosudan’Õn kocasÕ Erzurum kabul etmek gerekir.
melikini esirlikten kurtardÕ÷ÕnÕ söylüyor. øbnü’l-Esir’in (c. 12, s. 171), «Benzeri görülmedik bir hadise», 168 Bu bilgiyi veren øbn Bîbî, (s. 202) hakanÕn adÕnÕ söylemiyor. Cengiz’in o÷lu Oktay/Ögeday
baúlÕ÷Õyla Tu÷rulúah-o÷lu’nun Melike Rosudan ile evlili÷ine ait yazdÕ÷Õ bir fÕkrayÕ burada kÕsaltarak 624(1227)’den 630(1241) yÕlÕna kadar hakanlÕkta bulunmuú oldu÷undan, bunun zamanÕna denk gelmesi
tercüme ediyoruz: «Bütün Gürcü kral ailesinden yalnÕz bir kadÕn kalmÕú oldu÷undan tahta oturmuútu. gerekir. Oktay’Õn ölümü 29 KasÕm 1241 yÕlÕnda olmakla, 23 Cemaziyel evvel 639 h. yÕlÕna gelir.