Page 63 - Halil Edhem
P. 63
56 134 KAYSERø ùEHRø 49
Mo÷ollar, daha Cengiz Han zamanÕnda batÕ ülkelerine do÷ru saldÕrÕya
baúlamÕúlardÕ. Selçuklulara komúu olan ülkelerden KÕpçak, Gürcistan ve Ermenistan
devamlÕ tehdit altÕnda bulunuyordu. Selçuklu ülkeleri; Irak, El-Cezire, hatta
Suriye’de büyük bir felâketin do÷aca÷ÕnÕ anlayarak korku ve telâú içinde idi. Cengiz
162
Han 624(1227) yÕlÕnda ölüp, yerine o÷lu Oktay ancak iki yÕl sonra ka÷an oldu.
Cengiz’in istilâ hareketlerine, bu da aynÕ úekilde devam ile Harezm bölgesini ve
Güristan’Õ eline geçirdi. Irak ve El-Cezîre’de birçok yerler alÕndÕ.
øúte, 629 (1232) yÕlÕnda idi ki, Anadolu’nun ve özellikle Selçuklu Devleti’nin
gelece÷i için çok önemli bir olay ortaya çÕktÕ. Mo÷ol karakollarÕ baúlarÕnda
163
Cormagun Noyân bulundu÷u halde, ilk defa olarak Anadolu’nun içinde
görüldüler. Ta Sivas yakÕnÕna kadar gelerek, geçtikleri yerlerde birçok adam
164
öldürdüler veya esir ettiler. ùehir ve kasabalarÕ yakÕp yÕkÕp ve ya÷maladÕlar .
Fakat, hemen geri döndüler.
Sultan Alâeddin, bu Mo÷ol hücumlarÕnÕ, Gürcistan Melikesi Rosudan’Õn
istekleriyle oldu÷unu zannetti÷inden Gürcistan’a karúÕ bir sefer yaparak, birçok
kaleler almak suretiyle, melikeyi cezalandÕrmÕú ve baú e÷meye mecbur etmiútir .
165
166
Hatta, Melike Rosudan , sultanÕn sevgisini kazanmak üzere, kÕzÕnÕ sultanÕn büyük
o÷lu GÕyâseddin Keyhüsrev’e vermeye karar vermiú, Alâeddin de, bunu yerinde
167
görmüútür . Keyhüsrev, tahta çÕkÕúÕndan sonra bu kÕzÕ almÕútÕr.
Anadolu’ya geliúleri meselesini TOE’nin yayÕnladÕ÷Õ OsmanlÕ Tarihi yazarlarÕ enine boyuna inceleyip,
tartÕúÕyorlar (c. I., s. 541 vd. ).
162 Cengiz Han’Õn ölümünü D’ohsson, Mo÷ol Tarihi’nde (c. 1, s. 381), 18 A÷ustos 1227 yÕlÕ olarak
gösteriyor ki, 624(1227) yÕlÕ ramazanÕnÕn dördüncü gününe denk gelir.
163 Noyân ve Noyîn, Mo÷olca oøup, úehzâdeye, sultanlarÕn akrabalarÕna ve büyüklerine verilen
unvandÕr. Bkz. Tercüme-i Burhân-Õ KatÕ Ferheng-i NâsÕrî. Süleyman, Lügât-it Ça÷atay ve Türk-i Osmanî,
Bazen «Noyîn» úeklinde de yazÕlÕyor. øbn Mühennâ, Noyîn kelimesini «el-emîr» diye gösteriyor.
164 Sivas yakÕnÕnda bulunan «øbn Rahat» HanÕ’na kadar gelmiúlerdi ki, burasÕ, önce «Kervansaray-Õ
øsfehanî» adÕnda iken, sonra «Ribât-Õ Kemaleddin Ahmed b. Rahat» adÕ verilmiútir. Bkz. øbn Bîbî’nin
Büyük Tarihi, Ayasofya Ktp. ‘de yazma, nu: 2985, vr. 210. Bu yer bugün Sivas’da bulunup, «Darü’l-
Râha» (:Huzurevi) diye anÕlan bir tekkedir. Bkz. Corpus, Sivas-Divri÷i Kitabeleri, s. 26, 27, 28 ve not: 1.
165 øbn Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 182-185.
166 Gürcü Melikesi Rosudan (Do÷u tarihçileri çok vakit Resudan yazarlar), Melike Tamar
(Thamara)’Õn kÕzÕ olup, 1195’de do÷muú, 1223’den 1247 yÕlÕna (620-644) kadar hüküm sürmüútür. Mo÷ol
istilâsÕndan sonra da÷larda bir kaleye sÕ÷ÕnmÕútÕr. Fakat, Mo÷ollarÕn baskÕsÕna dayanamayarak, kendini
zehirlemek suretiyle intihar etmiútir. Bkz. Brosset, Gürcü Tarihi, zeyl, s. 430. Saint Martin, c. 1, s. 293,
385. Ebu’l-Ferec’in Süryanice Tarihi’ne dayanarak, kendini zehirlemeden önce, Rosudan’Õn øslâmiyet’i
kabul etmiú oldu÷unu söylüyor, Le Beau, c. 17, s. 460.
167 øbn Bîbî, Farsça Selçuknâme, s. 184’de, Melike Rosudan’Õn a÷zÕndan úu sözleri yazÕyor: «Komúu
ülke olan øslâm (Anadolu Selçuklu) Meliki GÕyâseddin Keyhüsrev ile evlenen kÕzÕm ki, Selçuk’un
neslinden David’in soyundan do÷up, yetiúendir.» [Bkz. M, Öztürk tercümesi, c. I, s 424 ve c. II, s. 36-37;
Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, s. 414-415.] Bundan anlaúÕlÕyor ki, kÕzÕn babasÕ Selçuklulardan
«Dâvûd» adÕnda biridir. Fakat, bu Davud kimdir? Ahmed Tevhîd Bey, bunun Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn
ikinci o÷lu olabilece÷ini bize sözlü olarak söylemiúti. Bu konuda yapmÕú oldu÷umuz inceleme de, bu
görüúü bir dereceye kadar do÷ruluyor. Bilindi÷i gibi, Gürcü Melikesi Melike Tamar (Thamara)’Õn kÕzÕ
Rosudan, I. Alâeddin Keykubad’Õn amcasÕ olan Melik Mu÷iseddin Tu÷rulúah’Õn bir o÷luyla evlenmiúti.
Bu, Tu÷rulúah o÷lu Cihan-úah olamayaca÷Õndan, tarihçilerin adÕnÕ yazmadÕklarÕ ikinci o÷lu olmasÕ gerekir
ki, øbn Bîbî’nin «Dâvûd/Davîd» dedi÷i bu olacaktÕr. Brosset, Gürcü Tarihi’nde (kÕsÕm 1, s. 506, not, 2)
Rosudan’Õn tahta oturuúunun ikinci veya üçüncü yÕlÕnda yani 1225 veya 1226 tarihinde (622 veya 623)
evlenmiú oldu÷unu zannediyor. Ebu’l-Ferec, Süryanice tarihinde 624(1227) ve øbnü’1-Esir øse, 620
(1223) ve 623(1226) yÕllarÕ olaylarÕ sÕrasÕnda gösteriyorlar. øbn Haldun, (c. 5, s. 136), Sultan Celâleddin
Harezmúah’Õn Gürcistan’daki fetihlerinden sonra, orada hapis bulunan ve Rosudan’Õn kocasÕ Erzurum
melikini esirlikten kurtardÕ÷ÕnÕ söylüyor. øbnü’l-Esir’in (c. 12, s. 171), «Benzeri görülmedik bir hadise»,
baúlÕ÷Õyla Tu÷rulúah-o÷lu’nun Melike Rosudan ile evlili÷ine ait yazdÕ÷Õ bir fÕkrayÕ burada kÕsaltarak
tercüme ediyoruz: «Bütün Gürcü kral ailesinden yalnÕz bir kadÕn kalmÕú oldu÷undan tahta oturmuútu.