Page 214 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 214
Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması
bu beton canavarına sunulmuş bir akşam yemeğine dönüştürüyor. Boynunda
asla çıkarmadığı kolyesi: mavi kelebek. Elinde aslâ düşürmediği kitaplarının bir
yenisi. Telefon çalmasa o saatlerce daha okuyabilir, ben saatlerce daha izleye-
bilirdim. Uyuduğumu düşünmüş olmalı ki sarsmamaya çalışarak kucağından
alıp minderin üzerine yavaşça bıraktı beni.
Arayan, kızı Buket’ti ve sesini duymak ona iyi gelirdi. Geçen yıl evlendi Buket,
soyadını Uzuner olarak değiştirse de o hâlâ annesinin peynirli poğaçasıydı.
Düğününde bütün aile bir araya gelmiş, özlem gidermişlerdi. Bu gün araya-
cağını söylemişti ve işte sözünü tutuyordu her zaman olduğu gibi. Buket’i ben
de çok seviyorum, annesini ziyarete geldiğinde beni de unutmaz, evde kaldığı
sürece benimle bir sürü oyun oynar. Hâlbuki Murat öyle mi? Sorumsuzun teki.
Annesini aylarca aramadığı gibi eve her geldiğinde de beni kapı dışarı eder, o
gidene kadar ben de arkadaşlara sığınırım mecburen. Sırf onun yüzünden İzzet
Bey’in gerzek kedisinin sırnaşmalarına katlanmak zorunda kaldım kaç sefer. O
da iki ay kadar önce Menteşlerin kızıyla evlendi, tam birbirlerine göreler valla,
tencere kapak misâli.
_ …
_ Tamam kızım mutlakâ gelirim.
_ …
_ Ben de elimden geleni yaparım, merak etmeyin siz.
_ …
_ Elbette kızım, Sürgün edilişimizi, soykırıma uğrayışımızı biz unutmaya-
cağız ki bütün insanlığa anlatabilelim. Sen hiç merak etme gençlerimiz için ne
gerekirse yaparız tabii ki.
Ahhh, Ah! Yine aynı konu. Ahir ömrü boyunca bu konuyla ilgili kamuoyu
oluşturmak için çalışmış, eylemler yapmış, yürüyüşlere katılmış, toplantılar
düzenlemiş, bu uğurda hapis de dâhil nice bedeller ödemiş, gücünü inancının
sağlamlığından alan cesur Çerkez kadını Yeliz Hanım ah. Odanın duvarına astığı
bir tabloda ressam ‘Çerkez Sürgünü’nü resmetmeye çalışmış, oysa sadece Yeliz
Hanımcığımın gözlerinin içine bakmaya cesaret edebilse asıl büyük ve korkunç
tabloyu orda görebilirdi. Çocukluğunun masallarında padişah kızıyla evlenen
214