Page 34 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 34

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması

            1966 model Chevrolette’in tamponunda Kâmrân Bey’in kanını gördüğünde
            anlamamıştı ilk önce. Sonra göğsüne yapıştırdığı ve yere fırlamış ceketi gördü.
            Kumaşına dokundu, düğmelerini inceledi. Manşetlerindeki iliklerine, muntazam
            dikişlerine baktı. İç cebine ve düğmelerine de. Astarını, Kâmrân Bey’in ipekle
            işlenmiş isminin baş harflerini gördü.
               ‘Ceket, bazı sırtların kamburudur.’ dedi.
               Dedi ama kimse duymadı. Yüz üstü yatan Kâmrân Bey’in sırtını bir gazete
            ile örttüler. Ama nafile. Kâmrân Bey, ölürken de üşümüştü. Başına üşüştüler.
            Sonra kaçışıverdiler. Çünkü yağmaya başlayan kar toplananların yanaklarından
            kayıp gidiyordu. Kimse anlamadı ağlayıp ağlamadığını. Yerdeki kan, gazete
            kağıdında emildi. Yayıldı ve dağıldı. Karla karıştı ve dondu kaldı. Koyulaştı.
            Ben gördüm. O sırada sıkıca tutunmuştum. Sonra geldiler, eski püskü yırtık
            ceketinin yakasından kolundan, cebinden eteğinden çekiştirdiler. Onu sürük-
            lüye sürüklüye götürdüler. Nereye bilmiyorum. İşte ben oracıkta kopuverdim.
            Yuvarlanıp yuvarlanıp sahipsiz bir düğme gibi kaldırımın





































            34
   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39