Page 119 - İbrahim Tennuri
P. 119

İbrahim Tennûri | hayatı ve eserleri
            Nahr güni: Kurban bayramı günü.       Nik-ü bed: İyi-kötü.

            Nâib: Vekil.                          Nikâb: Örtü, perde.
            Nakd: Para, akçe, peşin para, madeni para.  Nikâh: Evlenmek, evlendirmek,
                                                  resmen evlenmek.
            Nâkih: Nikâh eden, evlenen.
                                                  Nikmet: Cezâ  ile karşılık
            Nakkâş: Süsleme sanatkâr,
            güzel yapan, Allah.                   verme, intikam alma.
                                                  Nirân: Ateşler, cehennem.
            Nakş: Süs, ipekle sırma ile işleme.
                                                  Niyâz: Yalvarma, yakarma.
            Nâm: İsim, ad, ün, şöhret.
                                                  Nişân: İşâret, alâmet,
            Nazar kılmak: Bakmak.
                                                  Nur-i vuslat: Kavuşma nuru.
            Nedâmet: Pişmanlık.
                                                  Nusrat: Yardım.
            Nedâmet yimek: Pişman olmak.
                                                  Nûş kılmak: İçmek.
            Nefir: Cemaat, topluluk.
            Nefs: Nefis, ruh.
                                                  O
            Nefs-i kül: Bütün nefis, arş-ı a’lâ.
            Negâh: Bakış, bakma, nazar.           Od: Ateş, cehennem ateşi.

            Nehy: Yasak, yasak etme.              Onmak: Şifa bulmak, iyileşmek,
                                                  düzene girmek.
            Neng: Ayıp, utanma.
            Nesne: Şey, eşyâ
                                                  Ö
            Neşr: Yayma, dağıtma, saçma, açma.
                                                  Ög: Akıl
            Neşv ü nema: Yetişip büyüme, sürüp çıkma.
                                                  Öküç: Çok
            Nevâfil: Ziyadeler, fazlalar, artıklar.

            Ney; nây: İnsan-ı kâmil, nefesle
            çalınan bir nevi çalgı.               P

            Neyistan: Kamışlık, sazlık,           Pâk: Temiz.
            âşıkların bulunduğu yer.              Pâsbân: Gece bekçisi.

            Neyyir-i termim: Güzel ve büyük tamir.  Pây: Ayak.
            Neyzen: Ney çalan, aşk sunan.         Pâyân: Son, nihayet, süffnin
            Nihân: Gizli, görünmeyen, sır.        ulaşacağı birlik alemi.


                                                                                    119
   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124